Herkesin bir sevdiği vardır yıllarca hatıralarda sakladığı. Her hatırladığında yaşlar boşanıp gözlerden ''hey gidi günler'' dediği.
Uğruna şiirler yazıp dil döktüğü. Her şarkıyı türküyü onun için dinlediği. Necip Fazılın da dediği gibi:
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Nede şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar...
Uğruna ne kadar fedakarlık ettiğimizi hatırlarız.
Sonra vefasızlıkları gelir aklımıza nefret olur aşkımız.Kızarız.Bu benim sevdiğim olamazdı derkızarken bile severiz içten içe.
Kalbimi kilitledim senden sonra derken gözlerin feri söner.Peki bu tür bir sevgi bize hiç gerçek sevgiliyi hatırlatmamış mıdır?
Aslında sevdiğimizde aradıklarımız onun için çok fazladır.Yanındayken belki yüzüne bakmazyalnız kalınca hep onu düşünür ağlarız.
Bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
Şimdi aşkın tanımını yapalım.
En sevgilinin isimlerinin tecelli ettiği insanları yalnızken ve kimseye söylemeden acıları kalbinde yeşerterek ızdırap içinde ağlanılan gecelerin sonunda...
gerçek aşka ulaşmaktır aşk.
Leyla ile Mecnun gibi.
O arayana kendini buldurur.Derler ya ''Ahir zamanda iman elde kor ateş gibidir''...Zamansız olan gerçek aşk ise kalpte bir kordur bütün vücuda yayılır.Tek amaç Hak rızası oluverir.İşte Mevlana gibi, Abdulkadir Geylani gibi, Minyelili Abdullah gibi, Aziz Mahmut Hüdai gibi, Hacı Bektaş Veli gibi sevmek denir buna.
Böyle sevdikten sonra o eski vefasız sevgiliye döner ve Necip Fazılın Üstte yazdığım şiirinin devamını sıralarız ardınca:
Gelme istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!...
Uğruna şiirler yazıp dil döktüğü. Her şarkıyı türküyü onun için dinlediği. Necip Fazılın da dediği gibi:
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Nede şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar...
Uğruna ne kadar fedakarlık ettiğimizi hatırlarız.
Sonra vefasızlıkları gelir aklımıza nefret olur aşkımız.Kızarız.Bu benim sevdiğim olamazdı derkızarken bile severiz içten içe.
Kalbimi kilitledim senden sonra derken gözlerin feri söner.Peki bu tür bir sevgi bize hiç gerçek sevgiliyi hatırlatmamış mıdır?
Aslında sevdiğimizde aradıklarımız onun için çok fazladır.Yanındayken belki yüzüne bakmazyalnız kalınca hep onu düşünür ağlarız.
Bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
Şimdi aşkın tanımını yapalım.
En sevgilinin isimlerinin tecelli ettiği insanları yalnızken ve kimseye söylemeden acıları kalbinde yeşerterek ızdırap içinde ağlanılan gecelerin sonunda...
gerçek aşka ulaşmaktır aşk.
Leyla ile Mecnun gibi.
O arayana kendini buldurur.Derler ya ''Ahir zamanda iman elde kor ateş gibidir''...Zamansız olan gerçek aşk ise kalpte bir kordur bütün vücuda yayılır.Tek amaç Hak rızası oluverir.İşte Mevlana gibi, Abdulkadir Geylani gibi, Minyelili Abdullah gibi, Aziz Mahmut Hüdai gibi, Hacı Bektaş Veli gibi sevmek denir buna.
Böyle sevdikten sonra o eski vefasız sevgiliye döner ve Necip Fazılın Üstte yazdığım şiirinin devamını sıralarız ardınca:
Gelme istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!...
alıntı
Evet.. Bir zamanlar henüz küçükken öylesine deli bir sevda yaşamıştık vefasızın biriyle.. Küçüktüm tüm gelecek hayallerini bağlamıştım ona.. sonra bir gün çekip gitti ilk önce isyankar bir haldı ruhum ama sonraları yavaş yavaş yaratılış gayesi işledi varlığıma sonra ALLAH sevgisi. Yani her şerden bir hayır çıkar mevzuu vuku buldu.. Güzel bir konuya değinmişsiniz. Sevgiler.
YanıtlaSilGünaydın arkadaşım hayırlı sabahlar yüreğine emeğine sağlık sevgiler
YanıtlaSilSevgili Nursalkımı arkadaşım sizin sevdanız ne güzel sonuçlanmış. hani derlerya; Leyla'dan Mevla'yı bulmak..Herkese nasip olan bir durum değil.. Rabbimin size bir lutfu. Zaten bizim için hayırsız olumsuz olarak niteledikelrimiz belki de bizim hayrımıza olabiliyor. Yeter ki; sabretmesini bilemem.. Canım değerli yorumun ve güzel duygu ve düşünceni paylaştığın için teşekkürler.. Sevgiler esenlikler diliyorum..
YanıtlaSilGünaydın Sayan hanım, günüz aydınlık, huzur, mutluluk ve sevinç içinde geçmesi diliyorum.. Teşekkürler..sevgiler..
YanıtlaSil