Gerçek sevginin oluşması için öncelikle kibre neden olan bencillik, çıkarcılık, samimiyetsizlik gibi engellerin kaldırılması gerekmektedir. Kibir, sevginin oluşmasını engelleyen en önemli sebeplerden biridir.
Kibrin zıddı tevazudur.Tevazu ise sevginin olmazsa olmaz şartlarındandır.
Kibirli olan insan kendini diğer insanlardan üstün görür.Bu haliyle de en çok kendine değer verir. Diğer insanları gözünde kendinden daha değersiz, daha aşağı görür. En akıllı, en vicdanlı, en saygın, en doğru, en güvenilir insanın kendisi olduğuna inanır. Dolayısıyla, bu bakış açısına sahip olan bir insanın, kendisinden daha değersiz gördüğü bir kişiye bağlanması, onu sevmesi, onun için fedakarlıkta
bulunması, kalbinde ona karşı gerçek bir sevgi duyması pek mümkün değildir. Bu sebeple sevgi ve kibir birbirine tamamen zıt iki özelliktir.
Kibirli bir insan ne başkaları tarafından sevilir, ne de kendisi başkalarına karşı derin bir sevgi besler.
Kibirli birinin sevgisiz bir hayat sürmesinin bir çok sebebi vardır. Kibirli insanlar, kendilerini yüceltme isteğinden dolayı genellikle alaycı bir karakter sergilerler. Çevrelerindeki insanların kusurlarını dile getirdiklerinde, kendi üstünlüklerini daha iyi vurgulayabileceklerini düşünürler. Böyle birine hiç kimse kalbinde samimi bir sevgi beslemez.
Mevlana Mesnevisinde şöyle bir hikaye anlatır;
Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturduğu yerine. Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu.
Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu:
-Sen hiç gramer okudun mu?.. dil biliminden anlar mısın?
Kayıkçı:
-Hayır efendim dedi, ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam.
-Vah vah dedi Bilgin, ömrünün yarısı boşa geçmiş!..
Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgar şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı. Denizde fırtına çıkmış, bilgin korkmaya başlamıştı.
Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu:
-Efendim, yüzme bilir misiniz?
Bilgin:
-Ne yazık ki bilmiyorum diye inledi.
O zaman kayıkçı:
-Vah vah dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız...
Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturduğu yerine. Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu.
Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu:
-Sen hiç gramer okudun mu?.. dil biliminden anlar mısın?
Kayıkçı:
-Hayır efendim dedi, ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam.
-Vah vah dedi Bilgin, ömrünün yarısı boşa geçmiş!..
Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgar şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı. Denizde fırtına çıkmış, bilgin korkmaya başlamıştı.
Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu:
-Efendim, yüzme bilir misiniz?
Bilgin:
-Ne yazık ki bilmiyorum diye inledi.
O zaman kayıkçı:
-Vah vah dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız...
Hikayemizde de görüldüğü gibi kibirli insanlar, kibrinden dolayı zor durumda kalma ihtimallerini göz ardı etmektedir.
Tevazu sahibi mütevazi insanlar ise, kibirli insanın aksine çok sevilirler. Zira böyle insanlar karşısındaki kişiye değer veren, edepli, güzel ahlaklı, empati kurabilen insanlardır. Böyle bir insan, hiçbir konuda “en iyiyi ben bilirim iddiasında bulunmaz, gurur yapmadan karşı fikre de saygılı olur. Doğruya karşı direnmez, yanlışa karşı öfkeyle yaklaşmaz. İnsanların sorunlarına karşı duyarlı davranır ve ince düşünceli olur. Hiçbir konuda bir üstünlük iddiası olmadığı için, “önce o sevgi göstersin, önce o selam, versin, önce o benimle konuşsun” gibi kibirden kaynaklanan hesaplar yapmaz. Karşısındaki insan katı ve kibirli olsa bile, alçak gönüllü davranır. Herkesin fikrine önem verir, herkesin selamına en güzeliyle cevap verir, yüreği herkese karşı sevgi ve saygı dolu olur.
Uyumlu, her fikre açık, hiçbir konuda kibir yapmayan, her zaman karşısındaki insanları onore eden, onlara önem veren insan modeli oluşturur. Bu nedenle tevazulu insanlar çok sevilen sayılan insanlardır.
İnsan nereden gelip nereye gideceğine bakmalı, yaratılış amacını iyi idrak etmeli...Kibirden uzak durmalı.
Uyumlu, her fikre açık, hiçbir konuda kibir yapmayan, her zaman karşısındaki insanları onore eden, onlara önem veren insan modeli oluşturur. Bu nedenle tevazulu insanlar çok sevilen sayılan insanlardır.
İnsan nereden gelip nereye gideceğine bakmalı, yaratılış amacını iyi idrak etmeli...Kibirden uzak durmalı.
Hanife Mert