16 Kasım 2012 Cuma

GÜZ

Önce yapraklar döküldü minyatürlerinden yalnızlığımın
Kimi gördüysem o akşam, sessiz
O akşam gül vardı avuçlarında

Köklerinden servilerin ırmaklar geldi
Sarı sularında göründü yüzün

Nerede bulurum senin yurdunu
Hangi bağbozumu bekliyor beni

Sapsarı bulutlar, sümbül tarlası
Ruhumuza aşinaydı ellerin

Biliriz ki, her sonbahar bir göğün
O bembeyaz tohumlarıyla gelir
Anlarız ki, gökkuşağı renklerin
Yavaş yavaş tükendiği yerdedir

Bir zamanlar mevsim bizde, bahardı
İçinde sonsuzluk çeşmesi vardı
Önce dua döndü gittiği yerden
Sonra unutuldu tanyerinde köz
Her kıvılcım bir yangında şimdi
Dönüyoruz şimdi o son seferden

insanlar geldi duyulmamış ülkelerden
sonbaharın sabahında durdular
Sevgiye tutunup, sonra ansızın
Bir rüyanın esrarını sordular

Bir kadın gülmeyi unuttuğunda
Saçlarından süzülürmüş acılar
NURULLAH GENÇ

2 yorum:

Utanmayı Unuttuk mu?

 Eskiden büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı y...