Dinimizi ilgilendiren, özellikle muamelat ile ilgili konularda (ilmihali) öncelikle ilahiyatçı bilim adamlarının kendi aralarında konuşup, tartışıp, anlaşıp konuyu bir karara bağlaması lazım diye düşünüyorum. Çünkü bu tür konuları halkın önünde konuşmak, tartışmak halkın kafasının karışmasına ve dini düşünce sisteminde olumsuz bir etkiye neden olabiliyor. Örneğin; özellikle Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerimizde sıkça rastlanılan bir su kesintisi hadisesinde, abdest konusunda her kafadan farklı şeyler çıkıyor. Bu durumun önlenmesi lazım. Bana göre bu konularda yetkililer konuşmalı sadece doğru olanı demeliler.
İş paparaziye dönüşmemeli. İyi niyetli olanlar önemli değil de, istismar edenlere fırsat vermemek lazım. Ufacık bir şey, düşmanlığa dönüştürüyor.
Soru: Konular yoruma açık konular galiba..?
Konular yoruma açık gibi görünse de, aslında açık da değil. İslam dini hür düşünceye o kadar çok önem vermiş bir din ki; kendi özel yapısı iyi niyetli olduktan sonra her türlü yoruma müsaade etmiştir.Bu durum onun evrenselliğinin bir göstergesidir.Bir hocamız şöyle söylemişti;
“Dini bir konuda bir İslam aliminden ne duyarsanız, kesinlikle başka bir islam alimi aynı konuda benzer bir sözü söylemiştir. Dinimiz o kadar çok zengin ve hür düşünceye değer veriyor ki, bunu buradan bile anlayabiliriz” demişti.
Soru: Dinimizin hür düşünceye önem vermesi konusunda;
Hür düşünce kişiye göre yorum fırsatı veriyor, bu da sıkıntıya neden olmuyor mu?
Hür düşünceye önem vermesi, bilim adamları arasında sıkıntıya neden olabilir gibi gözükse de, bu duruma neden olan dinimiz değil, bizim katı kalıplarımız sıkıntı oluşturuyor. Çünkü halk arasında yanlış bir görüş hakim.Biz öylesine kendimizi şartlandır mışız ki;din deyince akla, hemen baskı mekanizması getiriliyor. Oysa esnek olan dinimizi katı kalıplara sokmamız sıkıntıya neden oluyor. Mezhepler konusunda mesela; beni tek bir mezhebe sığdırma dinin emri değil, dini eksik anlayanların dayatması. Dinin içinde olduktan sonra neden ben kolayıma ve bana uygun olanı seçmeyeyim.
Soru: Herhangi bir mezhebe tabi olmak dinen gerekli mi?
Mezhep kelime anlamı itibariyle takip edilen yol demektir.
( Din açısından ise, müctehid sıfatını kazanmış bir islam aliminin kapalı veya kesin olmayan (zanni) ayet ve hadisleri islamın temel prensiblerine zıt gelmeyecek şekide yorumlayarak çözüm getirmesine denir.)
( Bir anlamda dini yaşama kurallarının öğretisi denilebilir.)
Şöyle diyelim zorunlu eğitim kaç yıl?8 yıl değil mi? Hukuken çocuklarımıza bu eğitimi vermek zorundayız. Türk vatandaşı olan herkes 8 yıl eğitim öğretim almak zorunda. Ama size kimse gidip şu isimli okula kayıt yaptırmalısınız diyemez değil mi? kimisi özel, kimisi sınavlı, kimisi normal bir okula gidebilir. Bu sizin tercihinize kalmış bir şey.Mezheplerde de sadece bir konu hariç benzer durum var. Müslümanım dinimi öğrenmek için islam alimlerinin görüşlerine uymam gerekiyor. Bunun adı Hanefi’dir, Şafi’dir, Maliki’dir,Hambeli’dir. Bunları 4 e indirdik..Ama sayıları çok daha farklı idi.Siyasi, ekonomik, toplumsal gibi daha bir çok etken mezheplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Neticede hepsi bir amaca hizmet ediyor. Dini anlamda bir takım gruplara ayrılmak ve aralarında düşmanlık yapmak dine terstir. Çünkü din bir ağaçtır mezhepler de o ağacın dalları. Aslında bu konuştuğumuz konunun pratikte bir uygulaması yok. Fazla sıkıntı da çıkmıyor. Düşünsel anlamda tartışıyoruz.. İbadet ve muamelatla ilgili. İnançla ilgili sıkıntı yok..
YAŞAR GEDİKLİ
(ALLAH RAHMET ETSİN, MEKANI CENNET OLSUN İNŞAALLAH. RUHUNA FATİHA OKUMAYI UNUTMAYALIM LÜTFEN)
hayırlı cumalar canım.........
YanıtlaSilÇok teşekkürler g.şirinem.. Sana da hayırlı cumalar..Sevgiler
YanıtlaSilBu güzel ve anlamlı yazı için teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ediyorum Hocam,Zaman ayırdığınız için..
YanıtlaSil