24 Nisan 2012 Salı

400 Sene Sonrasına Mektup!

Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebası Cami´nin 1990´li yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı tv´de şöyle anlatmıştı.

Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşaası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık.Kalıbı yaptık.
                                                                                                                                 
Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.

Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:

"Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum."

Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşaasını anlatıyordu.

Bu mektup bir inşanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir. Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur.

6 yorum:

  1. Aman tanrım bu gerçek mi!!!Çok etkileyici lütfen gerçek olsun!...şehir efsanesi filan olmasın:(((yakışır Mimar Sinan gibi bir dehaya...

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yazı kaleme almışsınız. Her yazdığınız yazıdan şu ya da bu şekilde ders çıkarıyorum kendi payıma. Kaleminin mürekkebi daim olsun. Yazılarınızı severek okuyorum.Bu bilgi birikiminize, araştırmacı özelliğinize ve akıcı yazmanıza ayrıca teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.

    YanıtlaSil
  3. Müjdeciğim, şüpheci yaklaşımını yadırgamıyorum.Çünkü öyle bir duruma gelmişiz ki;İnsanların maddi-manevi duygularını hiçe sayarak, o saf ve temiz duyguları birilerinin yararına ya da kendi lehimize kullanmaktan çekinmez olmuşuz..Haklısın şüphende. Ben biraz daha rahatım bahse konu belgeseli tv de izlemiştim ve paylaşmaktan da çekinmedim.Kaldı ki, şaşmamak lazım Mimar Sinan gibi bir deha ve gurur kaynağımız..Teşekkürler, sevgiler esenlikler.

    YanıtlaSil
  4. Hüseyin Bey, paylaşımlarımla ilgili iltifatınız ve değerli düşüncelerinizden dolayı çok teşekkür ediyorum..Faydalanıyor olmanız da, ayrıca sevindirici.Blog tecrübem öyle çok uzun süreye dayanmıyor, son 2-yada 3 yıl gibi bir süre ama cidden buradan ben de çok faydalandım kültürel, felsefi,psikoloji gibi konularda bilgime bilgiler kattım.. Çoğu zaman gerçek hayatta kurulamayan kalıcı dostluklar,arkadaşlıkların hiç görmeden tanımadan burada kurulduğunu gördüm. Bu çok güzel. Her biriniz benim için çok değerlisiniz. ÇOk teşekkür ediyorum hepinize..Selam, saygı ve esenlikler diliyorum..

    YanıtlaSil
  5. sizin buralara yaz gelmis ,ne kadar sanslisiniz biz hala kisla ugrasiyoruz ;))
    saka bir yana yaziniz cok enteresan :)

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ediyorum sağolun.. Evet bizim buralara bahar geldi..Yorumunuz için teşekkürler..

    YanıtlaSil

Utanmayı Unuttuk mu?

 Eskiden büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı y...