Gerçek sevginin oluşması için öncelikle sevginin önündeki
bencillik, çıkarcılık,
samimiyetsizlik gibi engellerin kaldırılması gerekmektedir Kibir, sevginin
oluşmasını engelleyen en önemli sebeplerden biridir Tevazu ise sevginin en
önemli şartlarındandır Çünkü tevazu sahibi olmayan ve kendisini diğer
insanlardan üstün gören birinin, hayatta en değer verdiği varlık kendi nefsi
olur Diğer insanları kendinden daha değersiz, daha aşağı görür En akıllı, en
vicdanlı, en saygın insanın kendisi olduğuna inanır, bir anlamda nefsini
ilahlaştırmış olur Dolayısıyla, bu bakış açısına sahip olan bir insanın,
kendisinden daha değersiz gördüğü bir kişiye bağlanması, onun için fedakarlıkta
bulunması, onun nefsini kendisinden önde tutması, diğer bir deyişle kalbinde ona
karşı gerçek bir sevgi oluşması pek mümkün olmaz Bu nedenle sevgi ve kibir
birbirine tamamıyle zıt iki özelliktir Kibirli bir insan ne başkaları
tarafından sevilebilir, ne de kendisi insanlara karşı derin bir sevgi duyabilir
Kibirli insanların sevgisiz bir hayat yaşamalarının birçok sebebi vardır
Kibirli insanlar, nefislerindeki kendilerini yüceltme isteğinden dolayı
genellikle alaycı bir karakter sergilerler Çevrelerindeki insanların
kusurlarını dile getirdiklerinde, kendi üstünlüklerini daha iyi
vurgulayabileceklerini düşünürler Sürekli alay eden ve konuşmalarıyla
çevresindekileri küçük düşürmeye çalışan birine karşı ise, hiç kimse kalbinde
samimi bir sevgi duyamaz
Tevazulu insanlar ise, bu kimselerin aksine çok sevilirler Tevazulu insanın
karşısındaki kişiye değer verdiği hissedilir, bu nedenle bu ahlakı gösteren
kimselerin yanında herkes rahat eder Böyle bir insan, kendisine verilen
tavsiyeleri can kulağıyla dinler, hiçbir konuda “en iyiyi ben
bilirim” iddiasında olmaz, gurur yapmadan hemen en güzel olan tavrı
gösterir Doğruya karşı direnmez, yanlışa karşı öfkeyle yaklaşmaz İnsanların
sorunlarına karşı duyarlı davranır ve ince düşünceli olur Hiçbir konuda bir
üstünlük iddiası olmadığı için, “önce o sevgi göstersin, önce o selam
versin, önce o benimle konuşsun” gibi kibirden kaynaklanan hesaplar içine
girmez Karşısındaki insan katı ve kibirli olsa bile, alçakgönüllü davranır
Herkesin fikrine önem verir, herkesin selamına en güzeliyle cevap verir, herkese
karşı sevgi ve saygı dolu olur Kısacası Kuran ahlakının getirdiği tevazu, çok
uyumlu, her fikre açık, hiçbir konuda kibir yapmayan, her zaman karşısındaki
insanları onore eden, onlara ihtimam gösteren ve değer veren bir insan modeli
oluşturur Bu nedenle tevazulu insanlar çok sevilen insanlardır
Allah (c.c.) müminlerin bu güzel özelliğini Kuran’da şöyle bildirir:
O Rahman (olan Allah (c.c.))ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler
ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler
(Furkan Suresi, 63)
Allah (c.c.) bir başka ayetinde de, alçakgönüllü olan kullarını sonsuz cennet hayatıyla
müjdeler:
İşte sizin İlahınız bir tek İlahtır, artık yalnızca O’na teslim olun
Sen alçakgönüllü olanlara müjde ver” (Hac Suresi, 34)
Allah (c.c.) Al-i İmran Suresi’nde, insanların, tevazulu ve yumuşak huylu olması
nedeniyle Peygamberimiz (s.a.v)’in çevresinde toplandıklarını
belirtmektedir:
Allah (c.c.)’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın Eğer kaba,
katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi Öyleyse onları
bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et Eğer
azmedersen artık Allah (c.c.)’a tevekkül et Şüphesiz Allah (c.c.), tevekkül edenleri
sever (Al-i İmran Suresi, 159)
samimiyetsizlik gibi engellerin kaldırılması gerekmektedir Kibir, sevginin
oluşmasını engelleyen en önemli sebeplerden biridir Tevazu ise sevginin en
önemli şartlarındandır Çünkü tevazu sahibi olmayan ve kendisini diğer
insanlardan üstün gören birinin, hayatta en değer verdiği varlık kendi nefsi
olur Diğer insanları kendinden daha değersiz, daha aşağı görür En akıllı, en
vicdanlı, en saygın insanın kendisi olduğuna inanır, bir anlamda nefsini
ilahlaştırmış olur Dolayısıyla, bu bakış açısına sahip olan bir insanın,
kendisinden daha değersiz gördüğü bir kişiye bağlanması, onun için fedakarlıkta
bulunması, onun nefsini kendisinden önde tutması, diğer bir deyişle kalbinde ona
karşı gerçek bir sevgi oluşması pek mümkün olmaz Bu nedenle sevgi ve kibir
birbirine tamamıyle zıt iki özelliktir Kibirli bir insan ne başkaları
tarafından sevilebilir, ne de kendisi insanlara karşı derin bir sevgi duyabilir
Kibirli insanların sevgisiz bir hayat yaşamalarının birçok sebebi vardır
Kibirli insanlar, nefislerindeki kendilerini yüceltme isteğinden dolayı
genellikle alaycı bir karakter sergilerler Çevrelerindeki insanların
kusurlarını dile getirdiklerinde, kendi üstünlüklerini daha iyi
vurgulayabileceklerini düşünürler Sürekli alay eden ve konuşmalarıyla
çevresindekileri küçük düşürmeye çalışan birine karşı ise, hiç kimse kalbinde
samimi bir sevgi duyamaz
Tevazulu insanlar ise, bu kimselerin aksine çok sevilirler Tevazulu insanın
karşısındaki kişiye değer verdiği hissedilir, bu nedenle bu ahlakı gösteren
kimselerin yanında herkes rahat eder Böyle bir insan, kendisine verilen
tavsiyeleri can kulağıyla dinler, hiçbir konuda “en iyiyi ben
bilirim” iddiasında olmaz, gurur yapmadan hemen en güzel olan tavrı
gösterir Doğruya karşı direnmez, yanlışa karşı öfkeyle yaklaşmaz İnsanların
sorunlarına karşı duyarlı davranır ve ince düşünceli olur Hiçbir konuda bir
üstünlük iddiası olmadığı için, “önce o sevgi göstersin, önce o selam
versin, önce o benimle konuşsun” gibi kibirden kaynaklanan hesaplar içine
girmez Karşısındaki insan katı ve kibirli olsa bile, alçakgönüllü davranır
Herkesin fikrine önem verir, herkesin selamına en güzeliyle cevap verir, herkese
karşı sevgi ve saygı dolu olur Kısacası Kuran ahlakının getirdiği tevazu, çok
uyumlu, her fikre açık, hiçbir konuda kibir yapmayan, her zaman karşısındaki
insanları onore eden, onlara ihtimam gösteren ve değer veren bir insan modeli
oluşturur Bu nedenle tevazulu insanlar çok sevilen insanlardır
Allah (c.c.) müminlerin bu güzel özelliğini Kuran’da şöyle bildirir:
O Rahman (olan Allah (c.c.))ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler
ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler
(Furkan Suresi, 63)
Allah (c.c.) bir başka ayetinde de, alçakgönüllü olan kullarını sonsuz cennet hayatıyla
müjdeler:
İşte sizin İlahınız bir tek İlahtır, artık yalnızca O’na teslim olun
Sen alçakgönüllü olanlara müjde ver” (Hac Suresi, 34)
Allah (c.c.) Al-i İmran Suresi’nde, insanların, tevazulu ve yumuşak huylu olması
nedeniyle Peygamberimiz (s.a.v)’in çevresinde toplandıklarını
belirtmektedir:
Allah (c.c.)’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın Eğer kaba,
katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi Öyleyse onları
bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et Eğer
azmedersen artık Allah (c.c.)’a tevekkül et Şüphesiz Allah (c.c.), tevekkül edenleri
sever (Al-i İmran Suresi, 159)
alıntı
canım bence dostluk ve aile ilişkileri bir birine benzer insan evde nasılsa dışarıda da aynıdır biraz çevre biraz aile kültürüne bağlı bir çocuğa aile terbiyesi,toplum ahlakını küçük yaşta verilirse o çocuk büyüdüğünde insana ve doğadaki canlılara karşı sevgi dolu olur. bazılarıda ailede görmeyip çevresinde iyi insanlara rastlayıp onların yolundan gider.
YanıtlaSilher şeyin başı sevgi ama sevgiyi hiç bir şekilde tatmamış hep şiidet görmüş biri kendini savunma şekli sevgi
karakteride mutluluk kelebeği olmayacaktır ...ALLAH tüm darda olanlara yardım ,şefaat eylesin...
Kibir bence aşağılık duygusundan doğuyor, kibirli insanlar, kibirli komşular, kibirli liderler, siyasetçileri ben de hiç hazzetmem.
YanıtlaSilHatta çok korkarım bazen sözlerimin, yazılarımın kendini beğenmişlik olarak algılanmasından. Çünkü ağırlıklı olarak siyasi konularda yazdığımdan söylediklerim de hiciv de var, yergi de var, bazı insanların uyanması için çabam,Nasrettin Hoca benzeri hicivli üslupla belki daha iyi kafalarına girer diye düşünüyorum..
sevgilerimle Hanife'ciğim..
Kesinlikle çok haklısın, siyahkuğucuğum.. Çocuk alacağını önce ailede alır. Daha sonra aynını uygulamaya çalışır.. Bir noktada çocuk ailenin yansımasıdır. Aile nasıl bir düzen kurmuş ve hayat yaşıyorsa. Bunu çocuğa bakarak görmek mümkün..Amin canım.. Değerli yorumun için teşekkürler..sevgiler canım.
YanıtlaSilKesinlikle Müjdeciğim çok haklısın.. Aşağılık duygusu ve kendine güvensizlikten kaynaklanıyor.. Sen o kadar temiz ve dürüstçe paylaşıyorsun ki; düşüncelerini kimse senin kibirli olduğunu düşünmez canım.. Rahat ol. Teşekkürler canım yorumun için sevgilerimle canım..
YanıtlaSilSağol Hanife'ciğim, din insanlara alçak gönüllü olmayı öğretir ama dün çağlayan isimli bir kişinin yorumunda gördüm ki, söz meclisten dışarı din bazılarını aşırı kibir ve kindar yapıyormuş, adam kendini peygamber sanıyor olmalı ki, bir sürü yorum yazmış hepsi ayet!En sonuna da eklemiş sizler böyle kötüsünüz,şeytansınız, bizler size düşmanız, sizinle savaşacağız, kendini üstün gören birinin satırları, hezeyanları, çoşmuş yani!:))o anda elinde kılıç olsa toptan hepimizin kafasını kesecek niye? Çünkü o üstün dinen kendini üstün görüyor Müslümanmış biz laikmişiz Müslümanlar laikleri kesmeliymiş diye düşünüyor herhalde..zaten Tayyoş ne diyor du kininizin davacısı olun..belki de bana yorum yazan aslında Tayyoş'dur çağlayan diye takma isim kullanmıştır hahahaha:))))))
YanıtlaSilsevgiler benden
bendeki paylaşımlara uyuyor kalemine sağlık canım
YanıtlaSil:)))
Müjdeciğim sen bu tarz insanların yorumlarını hiç kale alma bile.. Onların anladıkları dini kendi kafalarına göre yorumlamaları.. Din herkesi kucaklar. her zaman sevmeyi, hoşgörüyü, alçakgönüllü olmayı,yoksula, muhtaca, yolda kalmışa yardım etmeyi. Zalimin karşısında dimdik durmayı, hakkı savunmayı ve dosdoğru olmayı emreder..daha çok fazla güzellikleri emreder.Allah dini alet ederek onu kullanarak insanlara zarar verenlerin şerrinden korusun hepimizi canım.. Senin adına üzüldüm. Bu tar olaylara muhatap olduğun için..:(
YanıtlaSilçok teşekkür ederim, bir kase lezzet beğenmene sevindim.. Senin sayfana uğrayacağım bende. sevgiler..
YanıtlaSilHanife hanım; kibir, başkalarını küçük görme, bencillik vs. üzerine söz söyleyen bir yazı. Anlaşılabilri şekilde de yazılmış. Teşekkürler. Lakin benzer konuya ben "doğmatik kafa yapısı" adını vereceğim. Çünkü, yazıda belirtilen olumsuzlukları gösterenlerin kafasında doğmatik düşünce vardır. Bu kişiler, kendi inandıklarının dışında doğru bir şeyin olacağına ihtimal vermezler. Çevresindekileri bağımsız , aydınlanmacı, çağdaş düşünenlerden değil kendisine biat edenlerden seçer. Eleştiriye tahammülleri yoktur. Muhalefet ve protestoyu kabul etmezler. Dediğim dedik yapısındadırlar. Karşı çıkanları bertaraf etmeyi birinci görevleri olarak algılarlar. Kaıdını birey olarak görmezler, ailenin bir parçası olarak görürler. Dayatmacıdırlar. Dediklerimiz olsun isterler. Hırçın ve öfkeli yapıları vardır. Hak ve özgürlükleri sadece kendisi için isterler. Başkalarının hakları umurlarında değildir. İşte bu yazdıklarım sizin yazınızınbana düşündürdükleridir. Saygılar.
YanıtlaSilÖncelikle değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür etmekle başlamak isterim naçizane fikrimi paylaşmaya.. Şöyle ki;alçak gönüllü olmanın insana katacağı bu kadar güzelliklerden kendini yoksun bırakanları, ister dogma diye nitelendirin, isterseniz de eğitim fakiri, cahil.. Sonuç aynı kapıya çıkıyor.Kendini eğitememiş insan olma şuuruna varamamış,yaratılış gayesini tam olarak algılayamamış ve tamamen kendi egosunu tatmin etmek amacı ile davranan insan yada insanlar topluluğu..Hani sizin güvenle ilgil yazınızda belittiğiniz kişilerin kısmen gösterdikleri özellikler. Bunu din adına yapmış olmaları da çok üzücü bir durum.. Yeterince okuma anlama alışkanlığı kazanamayan bizlerin de, bu tarz davranışlarına bakarak din adına ileri geri yorumlarda bulunmak ve ondan uzaklaşmak ne acı.. Yukarıda yorumunuzda ifade ettiklerinizin karşılığı dinde mutlaka yeri var.. Aslına bakarsanız detaylı incelediğimiz de, bahsettiniz durumların dinin redettiğini görürüz.kaldı ki bu saydığıız olumsuzlukların ortadan kaldırılması da dinimizin özünde vardır... Keşke öğrenebilsek, anlayabilsek anladığımızı da yaşayabilsek.. Bu vesileyle tekrar teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için.. selam ve saygılar,hayırlı hafta sonları diliyorum size ve ailenize..
YanıtlaSil