Cahil
kelime olarak; bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz anlamlarına gelen ve
halk arasında yol-yordam, ilim-irfandan yoksun olan kimse olarak
nitelendirilir.
Cahil kimse erdemli, doğru ve araştırıp öğrenmeyi kendine ilke
edinmiş, akıllı bilgili kimselerden uzak durur. Çünkü, kendini olduğundan daha
fazla büyük görme hastalığına tutulmuş, tevazudan
yoksundur. Cahil, her şeyin dış yüzünü görür, kabukta kalır. Her
şeyi bildiğini sanır, boş iddialarda bulunur. Dediğim dedikçidir, yanıldığını
asla kabul etmez. Çünkü o, etrafı ancak gördüğü gibi değerlendirir. Fazla
detaya girmez. Ben bilirim, benim dediğim doğrudur zihniyetindedir,kendi
düşüncesinde olmayanı ötekileştirir. Kitleleri birleştirmek yerine ayrıştırıcı
politikalar üretir. Cahil kimse meyve vermeyen ağaca benzer atasözünde ifade
edildiği gibi kimseye fayda
sağlayamazlar. Eğitim almak ya da almamak bu kimselerin cehaletinin
üzerinde olumlu rol oynamaz. Öyleleri vardır ki, mektep medrese görmüş,
mürekkep yalamış ama kendini geliştirememiş yetiştirememiş cahil kalmıştır.
Kimileri de vardır, okul yüzü görmemiştir ama kendisini en iyi şekilde eğitmiş
hayata hazırlamış bilge kimseler kategorisine girmiştir. Günlük yaşamımızda bu
özelliklere sahip kimselerle,kimi zaman iş yerinde arkadaşımız, şefimiz,
müdürümüz, patronumuz; sokağımızda, mahallemizde, sitemizde, apartmanımızda
komşumuz,iş yaptırmak zorunda olduğumuz bir kurumda yardımına ihtiyaç
duyduğumuz kurum çalışanı olarak karşılaşırız. Bu kimseler davranışlarıyla
öylesine cahilce bir tutum sergiler ki; işgal ettiği makam yer ve konum
birbiriyle tamamen zıttır.
Hatta
tv de izlediğimiz düşünmeden cahilce söylemlerde bulunan bizi şaşırtan,
adam nasıl bakan, milletvekili, vali olmuş dediğimiz kimseler...Bir
İşgal ettiği makama, konumuna bir de hareketlerine bakarız! bu insan bu
makama, bu duruma nasıl getirilmiş? diye, kendimize sorarız...
İlk bakıldığında kendilerinden kattıkları çok fazla
bir nitelikleri olmamasına rağmen, hasbel kader sahip olduğu durumu kendi
lehlerine çevirme de üstlerine yoktur. Cahilce tutumlarını kabul edilmez
bulursunuz.. Her hareketlerinde düşünme, kontrol etme eğitim, bilgi gibi
olgulardan uzak özgürce davranış sergilerler. Karşı tarafın bilgisi, eğitimi
tecrübesi bu kimselerin gözünde önemsenmeye değer bulunmadığı gibi,aksine onları
küçük düşürücü davranışlardan kaçınmazlar.
İki psikiyatri uzmanının, 10 yıl önce
ortaya attığı bir teoriye göre;
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine
olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik
ve zihinsel alanda yapılan çeşitli araştırmaların sonucunda Dunning-Kruger
Sendromu'nun metni yazıldı: Buna göre;
“İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’
kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında
yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin
hakkı olduğunu düşünür!
Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı
mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür.
Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her
yerde daha hızlı yükselirler…
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar
çalışma hayatında ‘fazla alçak gönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere
kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler... Tabii
beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri
tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar..."
Bertrand Russel'in ifade ettiği gibi;
Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku
içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.”
Şuan gerek ülkemizin ve gerekse içinde bulunduğumuz
dünyanın yaşanılmaz hale getirilmesinin belki de en önemli nedeni, cahillerin
akıllılardan daha özgür ve küstahça hareket etmesidir...
sevgi ve muhabbetle
Hanife Mert