sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ağustos 2013 Perşembe

Daha ne olsun, İllaki sağlık Olsun! Sonra da Bayramınız Kutlu Olsun.

   
                            Varsın çorbanın tuzu az gelmiş olsun.
Varsın pilav birazcık lapa olmuş olsun.
Varsın en sevmediğiniz yemek, kereviz olsun masada.
Sofranızda sevgi var mı, ondan haber verin ..
Tadına var akşamının… 
Gece evinde, dostların olsun. 
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun… 
Arkadaşım, hayat bu. 
Daha ne olsun? 
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! 
Can Yücel dizelerinde hayatı ne güzel özetlemiş. Sevgi, dostlar, mutluluk ve her şeyden önemlisi de sağlık. Bunların dışında oluşan eksiklikleri dert etmeye değmez. Dostları ile birlikte olmanın, sevgiyi paylaşmanın yaşamanın tadına varabilmeli. Yaşadığı anı güzelleştire bilmeli... Gereksiz ayrıntılarla gününü zehir etmemeli insan.Ama tüm bu güzelliklerin farkına varabilmek, yaşayabilmek ve tad alabilmek için de “illa ki sağlıklı olmalı!” 
Sağlık insan için en büyük nimet…Hayattan zevk alarak yaşamanın belki de ilk şartı. Vücudumuzun en küçük bir azasının bile ağrıması insana hayatı zehir ettirebiliyor. Dünyaları verseniz gözünde olmuyor. İşte insan o zaman anlıyor, sağlıklı bir nefes almanın dünyanın en büyük nimeti olduğunu… 

Kadir gecesi  iftarın ardından, bir titreme hissettim.Ağrı kesici alıp yattım. Ne mümkün yatmak! Sanki ayaklarımın ucunda koskoca bir buz kütlesi var. Kızım ve  eşim telaşlandılar. Bir taraftan  ıhlamur kaynattılar içirdiler, bir taraftan sıcak su torbası ısıtıp koydular. Geceyi o şekilde geçirdik. Pazar sabahı 40 derece civarında ateşle hastaneye gittik. Tıp fakültesini tercih ettik ateşin sebebini araştırırlar düşüncesi ile. Ama nerdee! Oralara hiç girmek istemiyorum içler acısı bir durum çünkü... Uzun zamandır gitmiyordum. teknoloji ilerledi orası da değişmiştir diye düşündüm. Ne gezer, "aynı tas aynı hamam"  bir serum takıldı. Kim olduğu belli olmayan kimi kırmızı formalı, kimi daha farklı, kimi mavi formalı birileri gelip gidiyor başıma. Biri soruyor klasik soruları yatağın önünde ki kağıda not alıyor, ardından bir diğeri aynı soruları soruyor... Eskiden doktorlar beyaz önlük giyerlerdi biz de doktor olduğunu bilirdik. Şimdi asistan mı, öğrenci mi, doktor mu? belli değil. Serum yarıyı geçti ama benim ateşimden gram düşme olmadı. Serumu çıkardılar beni de kaldırdılar, tamam ateşinizi kontrol altında tutun dediler bir de ağrı kesici yazıp gönderdiler. Eve geldik. Durulacak gibi değil bu defa özel hastaneye gittik.Tahlil ve tetkikin sonucunda; idrarda mikroskopik kan olduğunu söyledi doktor. Biz merak ettik. Ciddi bir şey mi? diye sorduk. Enfeksiyon kapmışsınız dedi. Daha sonra bizi tekrar çağırdı. Muhtemelen böbrekleriniz de taş var dedi ve ürolojiye gönderdi. Sol böbrekte ki taş düşmüş.  Sağdaki duruyor dedi. Kontrol altında tutacaklarını  ilaçlara devam etmemi ve bayramdan sonra tekrar gitmemi istediler. Dikkat edin şunları şunları yapmayın  deyip beni gönderdiler.
Şimdi daha iyiyim. Ufak tefek bulantı, halsizlik gibi şikayetlerim olsa da ateşin olmaması sevindirici
Bir baş ağrısı, yüksek ateş bile bazen canından bezdirmeye yetiyor insanı. Allah kimseye ciddi bir hastalık vermesin. Hastanede   evinde yatan şifa bekleyen tüm  hastalara Allah acil şifa ve sağlık versin. 

Sağlıklı günler…
Hayırlı bayramlar diliyorum

YENİ KİTABIM YOLCULUK ÇIKTI!

Uzun bir aradan sonra merhaba diyerek yeni döneme başlamak istiyorum. Bir süredir bloğumdan ve   değerli blog arkadaşlarımdan uzak kaldım. S...