Özellikle 1980 öncesi dönemde çocuk olmayanlar bilir.
Kuyruklarımız meşhurdu. Yağ kuyruğu, gaz kuyruğu, tüp kuyruğu vs. Özellikle zam
geleceği zaman şeker, pirinç, fasulye yağ gibi gıda maddeleri saklanırdı. Daha yüksek
fiyatta halka satılırdı. Bunu alabilmek için de halk kuyruklar oluştururdu. İnsanlar sabahın erken
saatlerinde sıraya girer, İtiş kakış izdiham yaşanır,ayrıca yer kavgası da
cabası..
Kuyruklar sadece gıda maddelerinde değil, her şeyde her
yerde olurdu. Banka, belediye, elektirik işletmesi, hastaneler, sinemalar, maç türübünleri gibi… Kurumlara yapılacak ödeme
günlerinde de aynı şekilde insanları canından bezdiren kuyruklar oluşurdu. Sabahın
erken saatlerinde daha ilgili kurum açılmadan kapısında yığılmalar olurdu.
Kurum açılır insanlar içeri hücum eder yine sıra kaybolur. İşin yoksa bir de
sıra kavgası yap. Ne günlerdi o günler.
Teknolojinin gözünü seveyim. Numaratör sistemine geçildi de.
Kuyruğa girme izdiham yaşama derdi kalmadı, diye sevinirken, bize teknoloji mi
dayanır? Sistemi istediğimiz şekle dönüştürmede üstümüze yoktur. Her yerde, her şeyde olduğu gibi para ön planda… Ne kadar paran varsa, o kadar değerin vardır.
Bu gün kredi kartımın son ödeme günü idi. Sabah
ödeme düşüncesi ile evden çıktım. Bankanın birine geldim. Numaratörden numaramı
aldım. Benim önümde yaklaşık 27 kişi vardı.
Beklemektense diğer bankadan da numaramı alayım diye düşündüm ve diğer bankadan
da fişimi aldım. Orada da yaklaşık 18 kişi vardı önümde. Tekrar ilk fiş aldığım
bankada bekledim bir süre sonra işimi hallettim ve oradan diğer bankaya geçtim.
Baya da kalabalık. Kimileri oturuyor, kimileri ayakta. Bekle bekle bizim
numaraya bir türlü sıra gelmiyor. Bizden sonrakiler geliyor işlemini yaptırıp
çıkıyor. Ben numarayı 10.30 gibi aldım. Saat 11.45 oldu. Hala benim numaradan bi haber. Artık kızmaya
başladım. Sabır sabır dedim baktım olacak gibi değil. Yanımda oturan insanlar
da şikayetçi durumdan ancak ses çıkarmıyorlar. Ben daha önceki tecrübelerimden
biliyorum. Bu banka fiş sırasını para hareketi en fazla olan müşterilerine
öncelik veriyor. Eğer çok paranız yoksa, girdi çıktı işlemleriniz olmuyorsa
bekleyeceksiniz! Size ne zaman sıra gelir Allah bilir. Baktım olacak gibi
değil.Ayağa kalktım, orada ki insanlara gelin müdüre
çıkalım bir çözüm bulsun dedim. Önce tereddüt ettiler. Sonra bir bayan arkamdan
gelmeye başladı. Baylar da katıldı.Sanki biraz tereddüt eder gibi idiler.
Bayan onlara bizi yalnız bırakmayın
diyordu. Ben beklemedim çıktım. Müdire hanımın yanına durumumuzu izah ettim. Biraz da sert çıktım.
Hemen bir telefon, daha biz aşağı
inmeden işimiz halloldu..
Banka yetkilileri
gelecek aylarda bu toplu tepkiyi dikkate alır da sistemi düzeltir mi
bilmiyorum? Lakin bildiğim bir şey var ki; bu ülkede eğer sessiz kalırsan
üzerine bindikçe biniliyor. Ama eğer bir haksızlık varsa uygun bir dille, toplu
olarak tepki ile dile getirmişseniz de çözüme kavuşturuluyor. Bir diğer konu ise, insanlar kendi başına bir şey yapamıyor. Onları yönlendirecek, "hadi!" diyecek birine ihtiyaç
duyuyor.
Artık bu halk koyun değil,
şartlar olgunlaştığında ortamını bulduğunda birlik olarak tepkisini gösteriyor.
Çünkü bilir ki; birlikten kuvvet doğar.
Hanife Mert
Hanife Mert