insanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
insanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2022 Çarşamba

Umut Ne Zaman Ölür?

Sabahları çok erken kalkarım. Öyle ona on ikiye kadar uyuduğum pek görülmemiştir. Çalıştığım yıllardan kalma bir alışkanlık...

 Bu sabah da erken saatte pencereme vuran sabah güneşinin ışıklarıyla uyandım. Uyku mahmurluğuyla perdeyi aralayıp dışarıya bakarken, pencerenin aralığından içeriye girmeye çalışan sabah yelinin yüzüme hafif hafif dokunuşuyla, içime huzur yayılıverdi.

 Sonbaharın ılık günlerini yaşadığımız bugünlerin tadını çıkarmalıyız diye düşündüm. Zira “bu kış zor geçecek söylemleri” nedeniyle dondurucu soğuğuyla kış kapıda...

Yeni bir güne, yeni bir haftaya, yeni bir mevsime veya yeni bir yıla başlamak beni her zaman heyecanlandırır. Çünkü bitişler hüzün verse de, yeni başlangıçlar yeni heyecan, yeni umut demekti... Toplum olarak, dünya insanlık ailesi olarak en çok ihtiyacımız olan şeydir;“Umut”

Umut nedir diye hiç düşündünüz mü? Umut hakkında pek çok yazı yazdım ve çoğunlukla çeşitli sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Hatta son kitap projemin konusu da umut. “Umut fakirin ekmeği, çıkmayan candan umut kesilmez” gibi söylemlerde bulunmuş atalarımız. Nefes alıyorsan umut etmeye devam etmelisin. Zira umudunu yitiren her şeyini yitirir...

Her ne kadar Friedrich Nietzsche “Umut en büyük kötülüktür, çünkü işkenceyi uzatır.” diye tanımlasa da, ben umudun yaşamla ölüm arasında bir köprü olduğuna inanırım. Eğer nefes alabiliyorsanız, içinizde umut ışığı hep yanacaktır, yanmalı da… İnsanın içinde yanan o ışık hayal gücü ile sabırla desteklenerek hayat bulur.

  İnsan ne zaman umutsuzluğa düşer? Kendisine umut vadedenin sözünde durmaması, vadettiği şeyi yerine getirmemesi insanın umudunu kaybetmesine neden olur. Umudunu kaybeden de her şeyini kaybeder.

Yazıma konuyla alakalı olduğunu düşündüğüm bir hikayeyle devam etmek istiyorum.

Ülkenin birinde bir kral dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sorar:

– Üşümüyor musun?

Muhafız:

– "Alışığım sayın kralım" diye yanıtlar.

Kral:

– "Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" der ve gider. Gidiş o gidiş.

Bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unutur...

Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini görürler, duvarın üzerinde de bir yazı vardır: "Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü..."

 Türlü türlü vaatlerle insanları bekleterek onları bir umuda bağlayarak kesinlikle bir kazanç sağlamaya çalışmayın. Çünkü insan, bekledikçe değişir. Beklettiğiniz kişi hakkınızda telafisi imkânsız olumsuz düşüncelere girer. Kendisine umut verip de sözünüzü yerine getirmediğiniz kimsenin önce umudunu öldürürsünüz, ardından sevgi, saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür. Sonra insanlık ölür.

Hanife Mert

 

 


 

4 Şubat 2020 Salı

Nerede İnsanlık?

 

Gökyüzünde sis var, dağlarda duman.
Beklemekten yorulduk, kalmadı derman.
Acı, ölüm, gözyaşı, kin, nefret, kan,
İnletti semayı, feryat ve figan


İnsanoğlu nefsine esir olmuş,
Gözünü hırs, kin ve nefret bürümüş
Kendinden başkasını görmez olmuş
Zalimler, zulümlerle abad olmuş


Ahlak, edep, adalet hak getire,
Yalan, dolan, riya olmuş baş tacı,
Helal haram düşünmek kimin harcı?
Mazlumun yüreğine çöreklenmiş  sancı


Haksız cana kıyanın sonu olur hüsran.
İnsan olan insana nasıl olur düşman?
Geç olmadan çıkmalı zulüm deryasından
Saplanıp kalmadan cehalet batağından

Nerde kaldı insanlığı getiren kervan?

Gelmedi, insanlığı getiren kervan.
Geçmeden iş işten sen var farkına!
Kime faydası var biriktirdiğin meta'ın
Kara toprak değil mi? Sonunda yatağın.



Hanife MERT

Not: Görsel, netten alıntıdır.

Abat: Huzura kavuşmak, bayındır, mutlu olmak demek. Zalimlerin zulüm ederek mutlu refaha kavuşması zengin olması


17 Ekim 2017 Salı

Nerede İnsanlık?






Gökyüzünde sis var, dağlarda duman.
Beklemekten yorulduk, kalmadı derman.
Acı, ölüm, gözyaşı, kin, nefret, kan,
İnletti semayı, feryat ve figan

Nerde  kaldı"insanlığı" getiren kervan?


İnsanoğlu nefsine esir olmuş,
Gözünü hırs, kin ve nefret bürümüş
Kendinden başkasını görmez olmuş
Zalimler, zulümlerle abad olmuş

Nerde kaldı "insanlığı" getiren kervan?

Ahlak, edep, adalet hak getire,
Yalan, dolan, riya olmuş baş tacı,
Helal haram düşünmek kimin harcı?
Mazlumun yüreğine çöreklenmiş  sancı

Nerde kaldı "insanlığı"getiren kervan?

Haksız cana kıyanın sonu olur hüsran.
İnsan olan insana nasıl olur düşman?
Geç olmadan çıkmalı zulüm deryasından
Saplanıp kalmadan cehalet batağından

Nerde kaldı insanlığı getiren kervan?



Gelmedi, insanlığı getiren kervan.
Geçmeden iş işten sen var farkına!
Kime faydası var biriktirdiğin meta'ın
Kara toprak değil mi? Sonunda yatağın.



Hanife MERT

Abat: Huzura kavuşmak, bayındır, mutlu olmak demek. Zalimlerin zulüm ederek mutlu refaha kavuşması zengin olması



Utanmayı Unuttuk mu?

 Eskiden büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı y...