Hayatın insan üzerindeki yıpratıcı etkisinin sonucu olarak bazen bunalır insan.Tahammül edemez olur hayata, işe, işsizliğe, eşe, eşsizliğe, durağanlığa, harekete, hareketsizliğe, soğuğa,sıcağa … Aslında insanın tahammül edemediği kendisidir. Farkına varamaz. Canın kafesinde sıkıldığını, uçmak istediğini, özgürleşmek istediğini anlayamaz. Kızarak, söylenerek, şikayet ederek, mutsuzluğunun,huzursuzluğunun sebebini bertaraf etmeye çalışsa da, kafasındaki sorulardan kaçar. Farklı yerlerde farklı cevaplar bulmaya çalışır. Oysa aradığı kendindedir. İç aleminde gizlidir. Bahaneyi havaya, suya, toprağa, eşine, arkadaşına, işine, dostuna, arabaya, eve, kariyere, sevgiye, sevgiliye, sevgisizliğe ve daha pek çok şeye bulmak ona kolay gelir.
Zira kendini sorgulamadan, kendi ile yüzleşmeden dışarıda suçlu arayarak geçen zaman boşa geçen zaman değil midir?
Hayatı sadece yemek, içmek, gezmek, eğlenmek, çocuk büyütmek,işe gidip çalışmaktan ibaret görmek doğru mudur? İnsanın iç dünyasına yönelip ruhunun isteklerine cevap bulması, ruhunu tanıması onu terbiye edip olgunlaştırması , iç alemiyle hemhal olması gerçek mutluluğa ulaşması değil midir? İnsan kendi ile barışık olmalı , büyük şeylerde kısa süreli geçici mutluluklar yerine küçük şeylerde uzun süreli kalıcı mutlulukları tercih etmeli.Kendi olmalı kendi gibi yaşamalı. Derin düşünmeli. Hayatın sorumluluğunu üstlenmeli. Unutmamalıdır ki,yaşarken küçük şeylerde büyük tatlar bulmak insanın sorumluluğundadır.
Mesela şöyle bir slogan olmalı ve bu dört bir yere dağılmalı : "kendine 10 dk izin ver ne tv izle ne çocuğunun derdiyle ilgilen ne hesap yap ne de; dert düşün..bırak 10 dakika sadece kendine ayır,dinlen beynin sussun, sakinleş, insaniyetini düşün, ruhunu düşün..."
Zamanla birlikte herşey kısalaştı, kısırlaştı, hep aynı döngü ve o döngüyü insan izlemekten görmekten şiddete ölüme acıya alıştı duymaz olduk görmez olduk işitemez olduk..İnsani yanımızı unuttuk egolarımız ön plana çıktı, benim doğrum oldu herşey..ve modern yozlaşma doğdu..kitaplar sustu, ruh sustu, sohbet sustu sanırım insanlık sustu...
İnsan düşünen bir varlıktır. Kendini iyi tanımalı, kendi ile barışık yaşamalı. Fıtratının gereğini yapmalı. Aklını kullanmalı. Düşünmeli, araştırmalı, soruşturmalı, yargılamalı, hesap sormalı...
Aklını iyi kullanan ve derin düşünen insanların hayatından aldıkları lezzetler, bu vesileyle elde ettikleri nimetler ve yaşadıkları konfor; düşünmeden kendilerini yormadan, yüzeysel basit düşünen bir akılla yaşayan insanların hayat kalitelerinden çok farklıdır.
Huzurun kaynağı derin düşünmede gizlidir…
muhabbetle
Hanife Mert
Aklını iyi kullanan ve derin düşünen insanların hayatından aldıkları lezzetler, bu vesileyle elde ettikleri nimetler ve yaşadıkları konfor; düşünmeden kendilerini yormadan, yüzeysel basit düşünen bir akılla yaşayan insanların hayat kalitelerinden çok farklıdır.
Huzurun kaynağı derin düşünmede gizlidir…
muhabbetle
Hanife Mert