Eskiden
büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan
insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı yapmaktan çekinmez. Eğer
toplum da bu duruma kayıtsız kalıyor ve "Bana değmesin, ne yaparsa
yapsın" anlayışıyla yaklaşıyorsa, kötülükler önlenemez hale gelir.
Maalesef, bugün de durum böyle.
Geçmişte, insanlar
yanlış yapmaktan ve suç işlemekten çekinirdi. Suç işleyen kişi utanır, yüzü
kızarırdı. “El âlem ne der?" diye düşünür, vicdanının sesini dinlerdi.
Toplumun kınaması, çoğu zaman bir mahkemenin verdiği cezadan daha etkili
olurdu. Suçlu kişi, yaptığını gizleyemezdi.
Oysa utanmak, insanın
en güzel süsüdür. Utanmak, insanın kalitesini gösterir. Utanan insan
saygılıdır, edeplidir, vicdan sahibidir. Merhametli olur hem insanlara hem de doğaya karşı duyarlıdır.
Emeği olmayan bir şeye sahip olmayı istemez. Hak ve adaleti gözetir, sorumluluk
sahibidir.
Ancak ne yazık ki, bu
değerler günümüzde önemini yitiriyor. Utanmak bile utanılacak bir şey haline
geldi. Toplum böyle de yöneticiler farklı mı? "Balık baştan kokar"
derler. Yönetenlerin haksızlıklara sessiz kalması, suç işleyenlere caydırıcı
cezalar vermemesi, toplumu daha da kötüye götürüyor. "Nasıl yaşarsanız
öyle yönetilirsiniz" der büyüklerimiz. Artık toplum olarak ne korkumuz ne
de utanacak yüzümüz kaldı. Edep, adalet, hak ve hukuk unutuldu.
Her gün haksız yere
öldürülen çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Çöp konteynerlerine atılan bebekler,
birkaç kuruş için cana kıyan insanlar… Kaza geçirip acı çeken insanları sadece
izleyen, yardım etmekten çekinen vicdan yoksunları… Sokak hayvanlarına eziyet eden
caniler… İnsanların çöpten yiyecek topladığı görüntüler… Bunlar hepimizin
vicdanını sızlatması gereken olaylar. Ama toplum, vicdanını devre dışı
bıraktığı sürece bu manzaralar artarak devam edecek.
Artık biz de her
şeyimizi paraya adadık. Tüm değerlerimizi paraya endeksledik. Paran varsa
değerlisin, yoksan değersizsin. İnsana saygı kalmadı. Merhamet, vicdan,
yardımseverlik, paylaşmak unutuldu. Toplum olarak utanmayı unuttuk ve hep
birlikte bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete... Haksız mıyım?