1 Eylül 2014 Pazartesi

Eylül Hüzün ve Ben! (Önceki paylaşımımdan)

Her Eylül ayı geldiğinde içimi bir hüzün kaplar... Eylül hüznün ayı, hazan mevsiminin başlangıcı.…Her yerde bir sessizlik hakim olur.Sadece sıcak yaz günlerinin sona ermesi ile tatlı tatlı esen hazan rüzgarlarının sesi duyulur. Bir zamanlar nadide bir tomurcuk iken etrafa canlılık güzellik katan yemyeşil yaprakların sararıp kuruması ve tutunduğu dalı terk etmesi gibi.  Tıpkı sevdiğinden ayrılan, acısını ve gözyaşlarını yüreğine gömen bir sevgili edasıyla çaresiz düşmesine sessiz kalan dallar... Yaprağın kaderiymiş düşmek. Düşen ve hışırtılı sesleri ile sağa sola  savrulan yapraklar  bize neyi ima ediyor bilinmez..
Bilinen bir şey var ki; o da hiç bir şeyin süreklilik taşımadığıdır.Güzelliğin, mutluluğun, canlılığın,sağlığın gençliğin ve hayatın bir gün son bulacağı gerçeği ile yüzleşmesidir.
Tatlı tatlı esen sonbahar rüzgarlarının ardından yağan yağmurlar da sona eren son bulan güzelliklerin ardından dökülen göz yaşını andırır adeta... Doğanın bu nadide hali ne çok şey anlatır.! Anlamak isteyene…
Doğanın sessiz çığlığı.
İnsanlar da öyle değil mi? Ne zaman son bulacağı belli olmayan bu hayat yolculuğunda, yemyeşil bir yaprak gibi etrafa ışık canlılık saçarken, ışık olur kimilerine mutluluk huzur verir. Kimine rehber olur. Sevgi tohumları eker sevgisiz gönüllere...Dost olur, yaren olur.Kardeş olur kimine, kimine eş, kimine arkadaş olur.Kimine tutunacak bir dal olur...Ama bir gün kendinden çok şeyin gittiğini fark eder. Bir türlü ne olduğunu anlamadan tıpkı kuru bir yaprak gibi bir o yana bir bu yana savrulup durur dünya denen bu hanede..
Hiç ummadığı bir anda acı acı okunan bir sela ile  irkilir. Hüzün dolu bir sesle sarsılır. Acı bir haber! Ölüm karşısında çaresizliğin haberini verir.

Gidenin ardından çaresiz bakakalırız. Gönül gözümüzü açmak için bir çağrı mı hazan mevsimi? Ölümü, yokluğu, çaresizliği çağrıştırması adına. Bilinmez ama Eylül hüzündür hep...

Eylül İşte! hüznün değişmez adresi..
Eylül bu, acıtır... Ama zamanla acıya da alıştırır.


Muhabbetle,
Hanife Mert

10 yorum:

  1. çok güzel bir yazı olmuş Hanife'ciğim diyecek bir şey bırakmamışsın:)eline sağlık sevgilerimle öpüyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Hanife ablacım ,Gönül gözümüzü açmak için bir çağrı mı hazan mevsimi? Ölümü, yokluğu, çaresizliği çağrıştırmak mı görevi? bilinmez ama eylül hüzündür hep..
    Eylül İşte! hüznün değişmez adresi..
    Eylül bu, acıtır...Ama zamanla acıya da alıştırır.
    Bayıldım bu cümlelere ,başka ne söylenir ki ..

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ediyorum Müjdeciğim. Canım senin de okuyan gözlerine gönlüne sağlıklar olsun. Birz stresten uzaklaşmak istiyorum bu aralar.:)) Ben de öpüyorum sizi canım. Sevgiler gönderiyorum...

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ediyorum Hobiciğim. Beğenmene çok sevindim. Öptüm canım canım, kocaman sevgilerimi gönderdim.
    Güzellikler içinde kal..

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel yazmışsınız öyle.. bende sonbahar insanıyım ruh halim tamamen değişiyor bu aylarda :)

    YanıtlaSil
  6. Beğenmenize çok teşekkür ediyorum sevgili Hazel Hanım. Sonbahar ve özellikle eylül bir sonun başlangıcı. Etrafımızda değişenler bizim ruh halimizi değiştiriyor. Hüzne sokuyor, hüzün kokuyor. Hüznü çok severim dolayısıyla hüznü de...:))
    sevgiler size.

    YanıtlaSil
  7. Ne guzel bir paylasim olmus bu..eylul hazan mevsimi..huzun mevsimi..ama ben severim Eylul u severim cok..Eylul olmasina gerek yok huzun olmasi icin burada, bazen bir anlik dusunce bir sarki al sana huzun dedirtip nerelere goturur:)) sevgiler Hanifecigim guzel bir Eylul ayi olsun huzun hic olmasin..

    YanıtlaSil
  8. Beğenmemek elde mi :) birde isterseniz bana Hazel diyebilirsiniz :)

    YanıtlaSil
  9. Emelciğim hüznü ben de severim. Dediğin gibi hüzünlenmek için özel bir sebebe gerek yok. Kimi zaman yanık yanık söylenen bir türkü, kimi zaman bulutlu bir hava, kimi zaman hüzünlü gözleri nemli bir çocuk. Ama Eylül ayı ayrı bir hüzünlendiriyor insanı. Etrafa bakıyorsun sararan yapraklar, boşalan dallar, yağan yağmurlar işte öyle canım... Öpüyorum seni, sevgiler sana tatlı arkadaşım..

    YanıtlaSil
  10. Peki Hazelciğim, seni tanıdığıma mutlu oldum. Sevimli sempatik güzel insan. Selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil

Utanmayı Unuttuk mu?

 Eskiden büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı y...