haya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Utanmaktan Utanılır mı?



Bir Hint atasözü; “bir gün mutlu olmak isterseniz yeni bir elbise giyinin, bir yıl mutlu olmak isterseniz evlenin, bir ömür boyu mutlu olmak isterseniz, namuslu olun.” der.
Hintlilere hak vermemek mümkün mü? Yaşadığımız dünyada utanmasını, hayasını yitiren insanlığın dramı ortada iken...
Utanma, sıkılma, ar, namus anlamına gelen haya canlılar içinde sadece insanlara bahşedilmiş bir özellik bir duygudur. O da küçük yaştan itibaren öğrenilir.

Utanmayan insan her şeyi yapar. “Utanmıyorsan dilediğini yap!” ikazını büyüklerimizden duymuşuzdur. Çünkü utanmayan insan her türlüğü kötülüğü, edepsizliği, vicdansızlığı yapmaktan çekinmez. Bu duruma toplum da kayıtsız kalıyor bana değmesin de ne yaparsa yapsın felsefesi ile yaklaşıyorsa artık çirkinliklerin önü alınmaz bir duruma gelmiş demektir. Haksız yere öldürülen, istismar edilen savunmasız, zavallı çocuklar, kadınlar, yaşlılar. Çöp kutularına atılan bebekler. Üç kuruşluk altını için öldürülen yaşlılar. Gözler önünde kaza geçirip acı içinde kıvranan insanları bırakıp, karşısına geçerek video çekip sosyal medya hesaplarında paylaşmak ya da başım belaya girer endişesi ile o halde bırakıp gitmek, hayvanlara eziyet etmek ve bundan zevk almak, yetim hakkı, kul hakkı yemek vs... vs....

Toplumumuzda daha nice tüyler ürperten, kanımızı donduran olaylara şahit oluyoruz ki bu toplum nereye gidiyor, sonumuz ne olacak? demekten kendimizi alamıyoruz. Görünen o ki toplum hiç de iyi bir geleceğe gitmiyor.
Oysa insanın en güzel süsüdür utanması, utancından dolayı yüzünün kızarması.İnsan olduğunun göstergesi. Utanmak insanın kalitesini gösteren bir güzelliktir. Utanan insan saygılıdır, edeplidir, güzel ahlaklıdır. Vicdan merhamet sahibidir. İnsana, hayvana, doğaya karşı merhametlidir. Emek vermediği şeye sahip olmak istemez. Hakkı ve halkı korur gözetir. Erdemli haya sahibidir.
Son zamanlarda maalesef bu güzel değerler önemsenmeyerek utanılacak ve unutulacak bir duruma getirilmek isteniyor. Üstat Necip Fazıl'ın yıllar önce Kahraman Maraş'ta yaptığı bir konuşmada;"“Pek yakında utanmaktan utanan bir nesil gelecektir.” sözünde ifade ettiği gibi artık utanmaktan utanan bir nesil yetişiyor.Utanması gerekenden utanmayan, ama utanmaması gerekenden utanan bir nesil…
Oysa medeniyetimiz haya üzerine kurulmuştur. Bu topraklar nakış nakış haya ve edeple inşa edilmiştir. Bu günlere kolay gelmedik. Lakin şuan baktığımızda, haya etmekten utanmaktan utanan, her türlü hayasızlığı sadece izleyen, sorgulamaktan, hesap sormaktan yoksun, kutsal değerleri önemsemeyen bir toplum ile karşı karşıyayız.

Kendimizi kapitalist dünyanın aldatıcı süsüne kaptırdık gidiyoruz. Her şeyimizi paraya endeksledik. Bizi bir arada tutacak ne kadar güzel değerler varsa onları sıradanlaştırdık. İnsana saygı hak getire. Vicdansızlık, merhametsizlik, edepsizlik, riya,adaletsizlik, kap kaççılık, adam kayırma, diz boyu. Rabbena hep bana demekten, yardımlaşmayı paylaşmayı unuttuk.

Toplum olarak öylesine kanıksadık öylesine kabullendik ki utanmak, yüzümüzün kızarması şöyle dursun, görmezden anlamazdan geliyoruz çoğu şeyi.. Hal böyle iken mutsuzluk ve huzursuzluk peşimizi bırakmıyor.

Bedirhan Gökçe'nin Beyaz Menekşe isimli şiirinde ifade ettiği gibi;

..."Eskiden utanınca yüzü kızarırdı tüm ergenlik kızların
Şimdi yüzü kızarınca utanır oldularsa suçu kimde bunların...!
Kuzum değişmeyen neydi? eskiyen ne?
zaman mıydı değişen? Yoksa değişmek, kirlenmek için bahane miydi?
Biz mi büyüdük ? Ar yıkanmaz mı utançla?
Geç mi kaldık? Yoksa geç mi kaldık,
avuçlarımızdan kayıp giden sabahla"

Peki sizce suç kimde?

Muhabbetle

Hanife Mert

Halimiz Ortada

  Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...