17 Eylül 2012 Pazartesi

Eylül , Hüzün ve Ben

Her Eylül ayı geldiğinde içimi bir hüzün kaplar..Eylül hüznün ayı, hazan mevsiminin başlangıcı.…Her yerde bir sessizlik hakim olur.Sadece sıcak yaz günlerinin sona ermesi ile tatlı tatlı esen hazan rüzgarlarının sesi duyulur. Bir zamanlar nadide bir tomurcuk iken etrafa canlılık güzellik katan yemyeşil yaprakların sararıp kuruması ve tutunduğu dalı terk etmesi gibi.Tıpkı yavrusundan ayrılan acısını ve gözyaşlarını yüreğine gömen bir ana edasıyla çaresiz düşmesine sessiz kalan dallar.
 Yere düşen ve hışırtılı sesleri ile bir oyana bir bu yana savrulan yapraklar ne söyler kim bilir..
Bilinen bir şey var ki; o da hiç bir şeyin süreklilik taşımadığıdır.Güzelliğin, mutluluğun, canlılığın,sağlğın gençliğin ve hayatın bir gün son bulacağıdır. 
Tatlı tatlı  esen sonbahar  rüzgarlarının ardından yağan yağmurlar  da sona eren son bulan güzelliklerin ardından dökülen göz yaşını andırır adeta... Doğanın bu nadide hali ne çok şey anlatır.! Anlamak isteyene…
Doğanın sessiz çığlığı. 
İnsanlar da öyle değil mi? Ne zaman son bulacağı  belli olmayan bu hayat yolculuğunda, yemyeşil bir yaprak gibi etrafa ışık canlılık saçarken, ışık olur kimilerine mutluluk huzur verir. Kimine rehber olur. Sevgi tohumları eker sevgisiz gönüllere...Dost olur, yaren olur.Kardeş olur kimine, kimine eş, kimine arkadaş olur.Kimine tutunacak bir dal olur...Ama bir gün kendinden çok şeyin gittiğini fark eder. Bir türlü ne olduğunu anlamadan tıpkı kuru  bir yaprak gibi bir o yana bir bu yana savrulup durur dünya denen bu hanede.. 

Hiç ummadığı bir anda acı acı çalan bir telefonla irkilir.    hüzün dolu bir sesle sarsılır. Acı bir haber! Ölüm karşısında çaresizliğin haberini verir.
Gidenin ardından çaresiz bakakalırız.Gönül gözümüzü açmak için bir çağrı  mı hazan mevsimi? Ölümü, yokluğu, çaresizliği çağrıştırması adına..Her güzelliğin bir sonu olduğunu bilip ona göre yaşamalı,kadere rıza göstermeli kısaca…  

Eylül İşte! hüznün değişmez adresi..
Eylül bu, acıtır...Ama zamanla acıya da alıştırır.



Hanife Mert

7 yorum:

  1. Ne güzel eylül tonunda bir yazı olmuş ve sonu da çok güzel bağlanmış:
    Eylül bu, acıtır...Ama zamanla acıya da alıştırır.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Murat Bey,zaman ayırdığınız için, saygılar.

    YanıtlaSil
  3. Canım yarenim , anladığım kadarıyla bir yakını kaybettin yada çok genç bir ölüm! belki bana öyle geldi ,sana sabırlar diliyorum sevgilerimle öptüm. iyi hafta sonları.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ediyorum siyahkuğum..Evet doğru tahmin ettin.Genç bir yakınımı kaybettim...Hani hepimizin hayatında biri yada birileri vardır; yeri gelir en yakın can dostun olur gönlünü, yüreğini açar sana, yeri gelir gönül dostun olur, en zor zamanlarında yanında olur sevgisini paylaşır, yeri gelir özlemini duyduğun öz kardeşinin yerine koyarsın.. Daha da önemlisi hem bu dünyanı hem ahiretin için bilmen gereken dinini anlatır, bildiğini paylaşır,bilmediğini araştırır öğrenir sana öğretir.Analayacan canım arkadaşım, ben de genç yaşında kanser illetine yakalanan ve mücadelesi sonucunda yenilen bir kardeşimi kaybettim..Güzel dileklerin için tekrar teşekkür ediyorum öpüyorum ben de sana sevdiklerinle birlikte gönlünce bir hafta sonu geçirmeni diliyorum..

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim. Yazınızı paylaşmak için alabilirmiyim ?

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel ve akıcı yazılmış.
    Bir ağıt gibi hüzünlü . Yaprağı çocuğu annesinden ayrılması gibi tasviri de çok güzel oturmuş. Eylül ayı hüzün, yorgun düşmüş bedenlerin son can belirtilerinin görüldüğü ay

    YanıtlaSil
  7. Sanatlı Pencerem zaman ayırdığınız ve 2012 yılında yazdığım yazımı incelediğiniz ve değerli yorumunuzu bıraktığınız için çok teşekkür ederi. Bana hüzün verse de Eylül ayını çok severim. Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil

YENİ KİTABIM YOLCULUK ÇIKTI!

Uzun bir aradan sonra merhaba diyerek yeni döneme başlamak istiyorum. Bir süredir bloğumdan ve   değerli blog arkadaşlarımdan uzak kaldım. S...