Hani  bazen öyle anlar vardır ki sevgide sınır tanımazsınız.Yüreğinizi öylesine  açarsınız ki başka bir şey düşünmeniz adeta imkansız hale gelir. Öyle ki tek  gayeniz hayatın getirdiği kargaşanın derinliklerinde kaybolup,  yaşanamayan,yüreğinizin tozlu raflarında bir kenara atılan, unutulmaya yüz tutan  gönül ilacınızı o tozlu gönül rafınızdan çıkarmak ve  sunmaktır...
Çünkü  insan sevgisiz yaşayamaz. Hayatın anlamı, mutluluğun ilacı, insanın mayası  sevgi. İnsan özünden uzak kalabilir mi? Sevgi sözde değil özde yaşanır.  Dolayısıyla yüreğinde özünde bunu hissedemeyenlerin, kalp sizlerin, merhamet  vicdan duygusundan yoksun, hayatı madde üzerine şekillendirenlerin sevgiden söz  etmesi mümkün mü?
Hem  dünya nimetlerine sıkı sıkıya bağlanacaksın, hem maddi kazanımların ince  hesapların peşine düşüp hırsına hırs katıp önüne çıkanları ezip geçeceksin sonra  da sevgiyi yaşamaktan söz edeceksin. Bu anlamda bir sevgi ancak sözde ifade  edilen öze inememiş sevgidir..Böyle kişilere sevgi ile yaklaştığınızda;  karşılık olarak gördüğünüz tepki size bir tokat gibi gelir. Neye uğradığınızı  şaşırır, duygu dünyanızda adeta şok etkisi yaşarsınız, travma geçirirsiniz.  Kendinize gelmeniz zaman alır. 
Sevginin en çok yazılıp konuşulduğu dönemdir,içinde yaşadığımız  dönem..Zira, yaşayan azaldıkça konuşanlar çoğalıyor..Konuşulan ve yazılan sevgi  yürekte taşınamayan taşan sevgidir. O yüzdendir ki, her gün karşılaştığımız asık  suratlı, mutsuz, umutsuz,karamsar görünümlü insanlar yüreklerinde sevgi hissi  olduğunu unutanlar yaşayamayanlardır.
Oysa,  Sevgiyi asıl söyleyen,yaşamaya vesile kılan bedenin bütünüdür. Çünkü insanın  içini gerçek manada sevgi donatırsa, bütün vücut ruhun dili olur. Sevgiyi  yaşayan aldığı nefes, attığı adım sevgi olur. Sevgi ayrı ve özel bir eylem  olarak görünmez sevende... Çünkü onun her işi, her sözü, her özelliği sevgiden  ibarettir.Sevgi insanı, havasız susuz ekmeksiz yaşayabilir ama sevgisiz  yaşayamaz.
Sevgide pazarlık olamaz. Herhangi bir ticari ilişki de alma verme  hesapları da söz konusu değildir. Sevmek için bir sebepte gerekmez. Çünkü sevgi  emektir, sevgi fedakarlıktır, sevgi sevdiğinde fani olabilmektir. Sevği,  sevdiğinin “ hadi dediğinde” nereye ?diye  sormamaktır...
Böylece sevmeyen ve böylesine sevilecek olanı bulamayan, sevginin  uzağındadır.
Öyleyse, en çok sevilmesi gereken, bu muhteşem duyguyu yoktan yaratıp yüreklerimize hediye edendir. En çok sevgi, sevmeyi bize öğretene olmazsa, sevgiye saygısızlık yapılmış olmaz mı?
Öyleyse, en çok sevilmesi gereken, bu muhteşem duyguyu yoktan yaratıp yüreklerimize hediye edendir. En çok sevgi, sevmeyi bize öğretene olmazsa, sevgiye saygısızlık yapılmış olmaz mı?
En çok  Allah'ı sevmemek, sevginin öz kaynağından koparılmasıdır.
Kaynağından koparılan sevgi, sevgi olmaktan çıkar ve sahte bir görünüme bürünür. Her şeyin sahtesi kötüdür, çirkindir, çekilemez ama, sevginin sahtesi, ne yenir, nede yutulur. Sevginin sahtesi hiçbir şeye benzemez. Çünkü sevgi samimiyetle mayalanmadan kendisi olamaz, varlığını bulamaz, özelliklerini kazanamaz.
Kaynağından koparılan sevgi, sevgi olmaktan çıkar ve sahte bir görünüme bürünür. Her şeyin sahtesi kötüdür, çirkindir, çekilemez ama, sevginin sahtesi, ne yenir, nede yutulur. Sevginin sahtesi hiçbir şeye benzemez. Çünkü sevgi samimiyetle mayalanmadan kendisi olamaz, varlığını bulamaz, özelliklerini kazanamaz.
Bize  bu güzel duyguyu bahşeden Rabbimize ne kadar şükretsek azdır..Sevgi ustası Yunus  Emre’nin “Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü” sözü ile bizler de yüreğimizdeki  sevgi mayamızı eksiltmeyelim.Yaratılan her şeye karşı sevgi borcumuzu  ödeyelim..Kaldı ki,hayatta ki mutluluğumuz, yaşama sevincimiz sevgiyi  yaşamamızla mümkün oluyor.Yaşama sevinci sevgiyle kalplere  doluyor…
hm 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder