Bu sitede yayınlanan öykü şiir ve makalelerimi izinsiz kopyalamak ve yayınlamak, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca suçtur!
6 Ekim 2015 Salı
Dünyanın çivisi mi çıkmış?
Halk arasında sıra dışı gerçekleşen olayları anlatmak için "bu dünyanın çivisi çıkmış" deyimi kullanılır. İnsanlığın geldiği noktaya baktığımızda halka hak vermemek ne mümkün? Zira nereyi tutsak elimizde kalıyor. İnsanlığın ele alınacak bir yanı kalmamış. Her yerden bela musibet yağıyor. Yaşadığımız dünyada ne düzen intizam, ne hak hukuk adalet, ne ahlak, edep, ne insana, hayvana doğaya saygı, ne vicdan, merhamet, ne hoşgörü... Kalmamış. "İnsanlık" insanı terk etmiş, vesselam!.. Şu içinde yaşadığımız ve burada kalışımız belirlenen bir günle sınırlı olan dünyada öyle olaylar yaşanıyor ve öylesine şahit oluyoruz ki; bırakın dudak uçuklamasını, içimizde öyle derin yaralar oluşturuyor ki, yaşananları aklımız almıyor, kanımızı donduruyor, yaşama sevincimizi bitiriyor adeta. Güzel ülkem yangın yerine çevrilmişken, neredeyse her gün gencecik yiğitlerimiz kalleşçe şehit edilirken, toplum suni sebeplerle birbirinden ayrıştırılmaya çalışılırken, ülkeyi yönetenler koltuk derdine düşmüşken, dolardaki kontrolsüz yükselişler sonucunda s.o.s veren ekonomik gelişmeler sonucunda kriz kapıda beklerken, güzel ülkemde hak, hukuk, adalet kişilere göre farklılık gösterirken, kadına şiddet, çocuğa şiddet, öğretmene şiddet, doktora şiddet, olmadı gazeteciye şiddet derken şiddet toplumu oluverdik. Kimse kimseyi dinlemiyor, anlamıyor. Ben haklıyım, ben doğruyum, ben bilirim, ben söylerim ben yaparım olur, ısrarında "benlik" mücadelesine girmişken. İnsanın insana, insanın hayvana, insanın doğaya sevgisi, saygısı, hoşgörüsü, vefası kalmamışken. Konan kanunlara yasalara kurallara uymak yerine kendi kurallarını uygulayan insanların sayısı her geçen gün artarken, haklı olarak halkı gelecek kaygısı, hatta günü yaşama kaygısı sarmakta... Kurallar insanların huzur içinde yaşamaları için konur. Bu konuda öyle uzun bir yol katettik ki bırakın konulan kurallara uymayı adeta kendimiz kural koyar olduk. Sonrası malumunuz yangınlar, kazalar, ölümler, yaralanmalar. Ha bu arada covit19 belasını da unutmamak lazım. Dördüncü dalgayla vaka sayıları önü alınmayan bir hızla artmakta... Atalarımız ; "sıkıntı bir yerden başladı mı, arkası çorap söküğü gibi gelir." demiş çok da doğru demiş. Tüm bunlar yetmezmiş gibi son iki- üç gündür devam eden yangınlarla da cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye çalışanların hışmına uğradık. Hal böyle iken yana yakıla insanlığı arar durur, nerede bu insanlık, vicdan, merhamet diye sorarız da! Çözümü dışarılarda ararız. Durumumuz umutsuz gibi gözükse de çözümsüz değil. İnsanımız birlik olmalı, özü sözü bir olmalı, birlikte hareket etmeli. Yaratılış amacını hatırlamalı, okumalı, düşünmeli, sorgulamalı ki kaybettiği insanlığı ve onun erdemine tekrar kavuşabilsin. Kavuşabilmeli ki kendinden sonra gelecek nesillerin bu topraklarda huzur, barış, kardeşlik, sevgi, hak, adalet ve güven içinde yaşamalarına olanak sağlamalı. Bu sebeple güzel ülkemi cehenneme çevirenler en kısa sürede yakalanmalı, hak ettiği ceza verilmeli derken, yangında ölen vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Okurlarıma sevgilerimle
Hanife Mert
29 Ağustos 2015 Cumartesi
BEN DE..!
Mustafa Kemal ATATÜRK
28 Ağustos 2015 Cuma
Büyük İşleri Büyük Milletler Başarır!
Şanlı tarihimiz sayısız zaferlerle doludur. Fakat 30 Ağustos 1922’de
zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türk Milleti adeta
yeniden dirilmiştir. Malazgirt Savaşıyla 26 Ağustos 1071'de Anadolu'nun
Türk’lere kapılarını açan kahraman ordumuz; Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle
de Anadolu topraklarının Türk vatanı" olduğunu önünde durulmaz bir
iradeyle düşmana ispatlamıştır. 30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek
isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekün
verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve zafer destanının
yazıldığı gündür.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk büyük Nutuk’(Söylev)unda Kurtuluş
Savaşının nasıl kazanıldığını anlatır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Batı
Cephesi Komutanı ve İnönü Savaşları kahramanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı
Fevzi Çakmak Paşa büyük bir gizlilik içinde taarruz planlarını hazırlarlar.
26 Ağustos sabah, saat 05.30’da Türk topçu birlikleri Afyon’un güneyinden
düşman siperlerini ateşle vurmaya başlar. Ardından piyadeler hücuma geçerler.
Planlandığı gibi Büyük Taarruz devam eder ve düşman gerilemeye başlar, bozguna
uğrayarak ikiye ayrılır.
30 Ağustos’a kadar düşman ordusu çembere alınır. 30 Ağustos sabahı, 1. Ordu ve
avcı hatlarını ve 4. Kolordu’yu denetleyen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; saat
14.00’da Aslıhan’lar yakınındaki "Komuta Karargâhından taarruz emrini
verir. Dumlupınar’da ordumuz düşmana son darbeyi vurur. Düşman askerleri
kaçmaya başlar. Mustafa Kemal Paşa; kaçan düşman askerlerini kovalamak için,
"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!" komutunu verir. Yunan
Başkomutanı General Trikopıs dâhil çok sayıda asker esir alınır.
Şahlanan Türk Ordusu düşman güçlerini İzmir’e kadar kovalar. 9 Eylül 1922 günü
Türk Ordusu İzmir’e girer. Batı Anadolu’yu yakan yıkan düşman kuvvetleri
canlarını zor kurtararak, geldikleri gibi gemilere binerek giderler.
Atalarımızın destanlar yazarak bize emanet ettiği bu kutsal vatanımıza,
bayrağımıza, tarihimize, sahip çıkmak en öncelikli görevimizdir. Vatan sevgi
demektir, bağımsızlık demektir, özgürlük demektir, İman demektir, vefa
demektir.
Millet olarak içimizdeki coşkuyu heyecanı diri tutmalı bizi birbirimize
düşürerek ayrıştırıcı, ötekileştirici politikalarla kendisine rant sağlamaya
çalışanlara cevabımız aksine birleşerek, birlikte kenetlenerek sevgi,
kardeşlik, birlik ve beraberlik bağlarımızı güçlendirmek olmalı. Bu vesileyle,
30 Ağustos zafer bayramımızı kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük
Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, onun silah arkadaşlarını ve
bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman
gazilerimizi şükranla anıyoruz.
Okurlarıma sevgilerimle,
Hanife Mert
Halimiz Ortada
Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...
-
TÜRKÜ SÖZÜ Bin cefâlar etsen almam üstüme Gayet şirin geldi dillerin dostum Varıp yad ellere meyil verirsen Kış ola...
-
TÜRKÜ SÖZLERİ Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem, Zülfü Perişanım Kal Melül Melül. Kerem Et, Aklından Çıkarma Beni, Ağla Göz Yaşı...
-
TÜRKÜ SÖZLERİ Derdim çoktur hangisine yanayım Yine tazelendi yürek yarası Ben bu derde nerden derman bulayım Meğer şah elinden ola çar...