hikayeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hikayeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Urfa'nın Etrafı Dumanlı Dağlar Türküsü ve Hikayesi




Türkü Sözleri


Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar
Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar
Benim zalim derdim cihanı yakar

Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
Anandan babandan yardan ayrı koyarlar

Urfa dağlarında gezer bir ceylan
Yavrusunu kayıbetmiş ağlıyor yaman
Yarimin derdine bulmadım derman

Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
Anandan babandan yardan ayrı koyarlar

Ceylan senin gibi yüreğim yara
Cihanda derdime aney bulmadım çare
Bir yavru kaybettim gözleri kara

Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
Anandan babandan yardan ayrı koyarlar

Cemil Cankat - Urfa

Makale: A.Rezak Elçi 
Urfa Müzik Kültürü Evrensel bir değerdedir.
İnsanları aynı ezgide buluşturan ve bir araya getiren bir güce sahiptir.
Bugün Urfalı olsun-olmasın müzikle ilgilenen herkesin Urfa müziğine katkısı vardır az-çok emeği vardır. Bunu inkâr etmemiz mümkün değildir. 
Klasik form özelliği kazanmış olan türkülerimiz, geçmişten günümüze kulak süzgecimizden geçip her Urfa'lının gönül hanesinde arınmıştır.
Müziğimizin, ezgi yapısının güzelliği, söz zenginliğinin bolluğu, eser sayısının çokluğu, kaliteli ve sistemli bir şekilde icra edilmesi bakımından Türk Halk Müziği içersinde ayrı bir yeri ve ayrı bir değeri vardır.
Bu yönüyle Urfa müziği bugün kendini sadece Türkiye’de değil, Kafkaslardan, Türk-i Cumhuriyetlerine, Orta doğudan, Balkanlara kadar adını duyurmuş, kanıtlamış, her yaştan insana sevdirmiştir.
Müzik piyasasında bulunan Urfalı ses sanatçılarının çokluğu ve renkliliği sanırım bunun en güzel kanıtıdır.
Onun için Sevincimizi, kederimizi, ıstırabımızı, gönül yaramızı, duygu ve düşüncelerimizi, türkülere, hoyratlara, gazellere, manilere dökmüşüz, her şeyden önce şehrimizle özdeşleşmiş bir müzik makamının sahibiyiz.
Kökeni ortaçağa dayanan bu makama; “Rehavi” makamı denilmiş…
Yani “Urfalı” Urfa’ya özgü anlamı olan makam yüzyıllar boyu vücut bulmuş bu coğrafyada…
Yazının başında da dedik ya; müzik evrensel bir dildir.
Her ne kadar sanatkâr (okuyucu) anlamadığımız bir dil ve lehçede parçayı seslendirse de, ona eşlik eden enstrümanlar bize o dili anlama bahtiyarlığı bahşetmektedirler.
Parçayı dinlerken yabancısı olmadığımız, hoş bir duygu ve ahenk kaplar bedenimizi…
Sonra gevşer rahatlarız.
Çalınan parçanın bize evrensel bir mesaj verdiğini anlarız kendimizce…
Bu bile bize, daha önce bu tınları bir yerlerden dinlediğimizin birer ifadesi olur sanki… 
Türkü hikayesi 
Bu parçanın öyküsü şöyle:
“Bu parça Urfa’nın  eski, aynı zamanda geleneksel bir şarkısıdır.
Avcıların ceylanların nerede olduğunu meraklanıp bulmak için köpekleri ile (tazı) dağlarda gezmelerini, yani ceylanın peşine düşmelerini anlatır.
Ama şarkının anlattığı gerçekte bu değildir. Çocuğunu kaybeden bir annenin, bakış açısından şarkının seslendirilmesidir. Anne çocuğunu ceylana benzeterek parçadaki betimlemeyi yapar ve çocuğuna sürüden ayrılmaması için, uzaklara gitmemesi için onu uyarır. Oradan ayrılması halinde, onun avcılar tarafından öldürüleceğini, parçalanacağını söyler.
Bu şarkı da anne, Urfa’nın vahşi ve güzel dağlarının, tehlikeli bir yer olduğuna sık sık vurgu yapılır. Çocuğunu kaybetmeden önce, yaptığı uyarıların sonucunda çocuğun tehlikeli yolu asla görmediğini de belirtir. Anne çocuğunu kaybetmenin, korku ve hüznünü nasıl hissettiğini ona her baktığında daha iyi anlar.” Denilmekte (Parçanın İngilizce çevirisinden)
“Tüm şarkılar, türküler farklı dünyaların güzellikleridir.
Eğer bir şey sizin için kötü ise her zaman hüzün doludur ve siz de orada, yani o ortamda olursunuz hüzünle dolusunuzdur demektir.
Dünyanın en güzel yerinde olsanız da bu kaçınılmazdır. Dünyanızın, ne zaman ve ne şekilde değiştiğini ancak yaşayarak anlarsınız.
İyi veya kötü olan her “an”ınıza değer vermek sizin elinizde çünkü siz; iyinin mi-kötülüğü, ya da kötülüğün mü – iyiliği beslediğini asla bilmezsiniz.
Çağdaş iletişimin sonucu olarak hepimiz dünyanın değişik kültürlerinden etkilenip yararlanıyoruz. Bu kültürlerden besleniyoruz. Bende bunun olumlu taraflarını müziğimde yaşatmak istiyorum” Diyor sanatçı… 

Kaynak: rehavisanat.com 



Utanmayı Unuttuk mu?

 Eskiden büyüklerimiz "Utanmıyorsan, dilediğini yap!" derdi. Çünkü utanmayan insan, her türlü kötülüğü, haksızlığı, ahlaksızlığı y...