felsefe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
felsefe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2012 Salı

Aşk da 'O', Âşık da 'O', Maşuk da!!

Her gönül bir tek sevgiliye müştâktır aslında.
Ne var ki, kıblesi yanlıştır.
Bulduğunu sandığı şey, gerçekte aradığı değildir.
Kimisi bir gözleri âhûya zebûn,
Kimisi bir gül
yüzlü güzele meftun,

Kimisi de bir ceylan bakışlıya mecnundur.

Bazısı dünyanın alâyişine kanmış,
Bazısı mâl u mülke aldanmış,

Bazısı da hayal âlemini, gerçek sanmıştır…

Oysa her birisi, bir tek sevgili tarafından sınanmıştır. !
 
Hülâsâ:

Aşk da O,
 
Âşık da O,

Maşuk da O’dur.

Ve her vücudun cânı “AşK”tır.


alıntı
 

Umudunu Güçlendiren, Umutla Güçlenir



Dikenler bağrında mızrak,
Gönlü gül renginde,
Gün rengindedir umutları bülbülün…
Umut imandan, mutluluk umuttan beslenir.
İmansız umut, umutsuz mutluluk düşünülemez.
İman umudun, umut mutluluğun özüdür.
Umut imanın dokusu, mutluluk umudun kokusudur.

İnsanların umutsuzluğu mutsuzluklarından değildir.
Umutsuzluklarındandır mutsuzlukları…
Mutsuzluk, umutsuzluğun nedeni değil, sonucudur.
Umut azalırsa, mutsuzluk çoğalır.
Gün batarsa karanlık çöker.
Karanlık, ışığın olmayışıdır.
Karanlıktan beslenen ve karanlığı besleyen umutsuzluk; kalbe çöken korkunç bir kâbustur.
Sinir sistemi yıpratır, ruhu hırpalar, içi kanatır…
Dirlik ve birlik ruhunu zehirler.
İdrak gözünü kör eder.
Hayatın rengini soldurur.
Dirayetle direnme azmini kırar.
Kasırgaya dönüşür gönül ikliminde.
Sabrın kalesini yıkar.
Tevekkül gemisinin dümenini kırar, rotasından saptırır.
Hazanda savrulan yaprak gibi yabancı ve yalancı limanlara sürükler.
Korku ve kuşku dalgalarının kucağına iter.
Karanlık girdaplara kaptırır.
Tarihin dengesini bozar.

Hayatın yükünü kaldıran bir kaldıraçtır umut.
Umut ışıktır.
Umut ışığı sönerse mutluluk ufku kararır.
Gözlerin feri söner, bakışlar donuklaşır.
Yaşam şevki kırılır, ruhlar sıkılır, kalpler daralır.
Umut ikliminde hüzün meltemleri eser.
Mâtem rengine bürünür ufuklar.

İradenin zindanı, azmin katilidir.
Siyah bir ölümdür umutsuzluk.
Umudu biten, biter.
Tükenirler; umutlarını tüketenler…

Umut anahtarıyla açılır mutluluk kapısı.
Mutluluk hazinesinin tılsımı umut iksiriyle bozulur.

Umut hayatın oksijenidir.
Umudun ikliminde açan çiçekler solmaz.
İman gülistanında açan umut gülleri, şeyda bülbüller gibi baharı besteler.

Umut azıktır.
Umudu azık edinmeyen kendine yazık eder.
Dirençtir umut.
Umutla dirilen direnir.
Umudu güçlendiren, umutla güçlenir.
Umudu tutanları, umut ayakta tutar.
Mutluyuz çünkü umutluyuz.
Umuttan umut kesmemişiz.
“Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun” (Fatır 34)

Yüreğinin sesini biraz daha aç;
Çünkü hiçbir "gül" topraksız,
Hiçbir hayat "umutsuz" yeşermemiştir
alıntı 

İnsanlık!!!


Yetimin yırtık çorabında dikiş;
Dul kadının evindeki namus olmaktır insanlık.
Kibirli zenginin yüzüne tükürük;
Fakirin sofrasındaki ekmeğe soğan olmaktır insanlık.
İşverenin yüreğinde vicdan;
İşçimin yanağında emeğin kiri olmaktır insanlık.
Edepsiz güzele çirkin;
İffetli çirkine huri diyebilmektir insanlık.
Kürklüye bakıp isyan etmek değil;
Üryana bakıp şükremektir insanlık.
Kambur nenemin dilinde dua;
Beşikteki bebeme gelecek umudu olmaktır insanlık.
Alnı zalime karşı dik;
Allah'a karşı secde yapmaktır insanlık.
Haksızlığa susup köpekleşmek değil;
Haykırıp sürgün olmaktır insanlık
Ömrü boyunca arkalarda görünmez kahraman olup
Sadece er kişi niyetine dendiğinde en önde olmaktır insanlık
Şimdi çığlık oluyorum size ey insanlar:
Biz insan mıyız?
*ALINTI..

30 Ocak 2012 Pazartesi

Dile Gül Koymak..


 
 
Konuşmasından anlaşılır insan ‘Güzel konuşmasından’
Kalpten kalbe yol vardır derler. Bunu biraz daha de
ğiştirerek söylersek:
~Dilden kalbe yol vardır~
Gönlü yumuşak insanların konuşmaları da yumuşak ve ılımlıdır. Onlar asla kalp kırmaz. Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabına sunar.
En öfkeli olduğumuz anlarda bile yüreğimizdeki karanlığı gündüz aydınlığına çevirir güzel bir söz.
“Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı
Söz ola ahulu aşı, Yağ ile bal ede bir söz."
                   Katı kalpli insanlar ise, bu mihengi yitirmiştir.
              Olur olmaz yerde kelâm eder, ya baş kırar, ya da göz çıkarır.
Bak bu hususta Hz. Ömer ne diyor:
“Ey Kâbe! Seni bin sefer yıksam yine yapabilirim. Ama kırık bir kalbi asla!”
İşte dost!
Tatlı dil ve acı dil arasındaki fark, cennet ile cehennem arasındaki fark gibidir.  
Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet asa bir iklim ör.
İstersen kor koy, başkalarını alev alev yak.
Tercih senin.
alıntı

Sevdiklerinizin Dikeni Batar mı?



Acıtmayayım diye dokunmaya çekindiğim gül, ince ve derin bir yara açmıştı parmağıma... Gülümsedim yaraya da... Süzülen iki damla kana da... Çünkü o yarayı açan bakmaya kıyamadığım o güldü...

Sevdiklerimizin yüreğimizde açtıkları yaralar da aslında o gülün açtığı yara gibi değilmiydi... İnce ve derin bir yara... Aslında çok önemsiz gibi görünsede her kımıldadığınızda yüreğinizi inceden sızlatan bir yara... Ama sevdikleriniz o yarayı açmadan önce siz muhabbet dolu kokularını sineye çekmiştiniz, zamanı, mekanı ve kalbinizi paylaşmıştınız... Yarayı açmadan önce siz onları kalbinize koymuştunuz... Kızabilir miydiniz... Kızamazdınız elbet...
 
Sevdiklerimizin açtıkları yaralar da o gülün açtığı yara gibi ince ve derin... Ama yârimiz o yarayı açmadan önce biz şükretmiştik, kokusunu sinemize çekmiş, bakmaya kıyamamıştık...Dikenini unutmuşmuyduk... Unutmuştuk tabi... Ama biz gülümsemeliyiz yaraya... Belki süzülen iki damla kana da... Gülümsemeliyiz işte... Çünkü o yarayı açmadan önce biz onu kalbimize koymuştuk ve sevmiştik....
alıntı

Halimiz Ortada

  Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...