16 Kasım 2021 Salı

Orhan Veli Şiiri Aşık Olduğu Bir Kadını Sever Gibi Severdi!

Orhan Veli yaşamı boyunca yalnızlık, yoksunluk ve yoksulluk içinde parasızlıkla boğuşurken bile çok sevdiği şiirle soluklanmayı bilmiş, sevdasıyla yaşama tutunmayı başarmış bir şairdir.

Melih Cevdet’in deyimiyle Orhan Veli şiiri; “Âşık olduğu bir kadını sever gibi severdi...” işte usta şair sevdasını ve şiiri kendisiyle öylesine özdeşleştirmişti ki, şiirsiz Orhan Veli, Orhan Velisiz de şiir düşünülemezdi. O bazen yaşadığı gibi yazar, bazen de şiirlerinde yazdığı gibi yaşardı...
Otuz altı yıllık kısa yaşamında iki büyük savaşa, sayısız devrimlere tanıklık etmiş, birebir çalışmalarda bulunmuş, hatta kendisi de şiirde bir devrim yaparak, Köklü Türk şiir geleneğine hatırı sayılır bir yenilik getirmiştir.
Usta Şair, kısacık yaşamında sıradan mı sıradan, yoksul mu yoksul bir hayat yaşadı. Hayatın içinden ve yine hayatı anlatan şiirleriyle edebiyat dünyasını sarstı. O, şiiri anane şiir olmaktan, şairanelikten, belli kalıplardan ve burjuva sınıfının tekelinde duygusallıktan kurtarmış, gerçek halkla buluşturmuştur. Çocukluğundan ömrünün sonuna kadar yanında olan ve hiç ayrılmayan Oktay Rıfat, Melih Cevdet’le birlikte tüm çilelere göğüs gererek Garip Akımını gerçekleştirmişlerdir. Zamanın ünlü şairleri, edebiyatçılarına rağmen. Onlar yirmili yaşlarda pek çok kişinin cesaret edemeyeceği bir oluşuma önderlik etmişlerdi. Karşılarında çok donanımlı başarılı bir edebiyat ordusuna karşı, tek başlarına donanımlı bir ordu gibi karşılık vermişlerdir. Hakaretlere aşağılanmalara karşı, nazikçe kırmadan incitmeden nükteli sözlerle karşılık vermişlerdir. Zira Orhan Veli Orhan Akbal’a söylediği, “Aleyhimde söylenen sözlerin, lehimdekilerden çok olması beni mutlu eder.” sözüyle kendisine yapılanlara tepkisiz kalmış, gerektiği zaman nükteli sözlerle şiirlerini savunmuştur. İlk garip şiirlerini 1941 yılında çıkardıkları Garip adlı kitapla duyurmuşlardır. Orhan Veli adıyla çıkan kitap, Orhan Veli’nin yazdığı önsözle kitap olmaktan ziyade bir manifesto özelliğini taşımaktadır. Bu bağlamda;

Orhan Veli'ye göre şiir;

"İnsanları duygusallığa sevk eden ve belli bir kesime hitap eden sözcükleri; aruz- hece gibi ölçülerle; redif, kafiye, mısra gibi dayatmalarla ve ayrıca teşbih, teşhis gibi sanatlarla kurallara boğmaktan kurtarmak gerekiyordu. Şiir duyguya değil, akla hitap etmeliydi. Şiir sözcüklere yüklenen anlamlardan oluşmaktaydı. Bu nedenle sözcükler özgürleştirilmeli, duygular anlatılırken net ifadeler kullanılmalıydı. Şiir bir kesime değil, tüm halka mal edilmeliydi. Dağdaki çoban, şehirdeki memur, meyhanedeki sarhoş, sokaktaki satıcı, kerhanedeki hayat kadını, hapishanedeki kader mahkûmu da şiire konu edilmeli, onlar da şiir okuyabilmeliydi...”
Kendini doğruluğun ve samimiyetin emrine veren şair, bu düşüncesini gerçekleştirirken şiiri halka götürmüş, adına "halkça" dediği ve halkın da anlayabildiği bir dil kullanmıştır.
Orhan Veli tıpkı şiirlerinde kuralları kaldırıp sözcükleri özgürleştirdiği gibi, yaşamında da özgür olmayı seven bir insandı. Onun bohem hayat tarzı başta ailesi olmak üzere pek çok kişiye garip gelmiştir. Dost arkadaş canlısı bir insandı. Çocukluğundan beri; elleri nasırlı alnından şıpır şıpır ter akarak geçimini sağlamaya çalışan insanları çok sevmiştir. Bu insanları şiirlerinde görmek mümkündür. Örneğin Kitabe-i Sengi Mezar (Mezar yazıları) adlı şiirinde “...Yazık oldu Süleyman Efendi’ye” diyerek ayağı nasırlaşmış halktan birini şiirine konu etmiştir.

Kitabe-i Sengi Mezar Şiiri Orhan Veli’nin yaşamında dönüm noktası olmuştur. Zira bu şiir dönemin kelli felli edebiyatçıları tarafından hakarete varacak şekilde eleştirilirken, halk tarafından kabul görmüş bir şiirdir. Orhan Veli’nin pek çok şiirinde benzer özelliklere rastlanır.
Orhan Veli’nin şiirlerinin temel özelliği, daha önce yayınlanmış şiirlere benzememesi, dönemin önemli şairlerinin şiirlerine benzememesi (Nâzım Hikmet, Yahya Kemal Beyatlı...) şiirlerinin kafiye, redif ve mısradan yoksun olması, duygusallıktan uzak, gerçekçi bir anlatımla düşüncenin direkt ifade edilmesi, konuşma diliyle yazıldığı için okuyucunun kolay anlaması, yazımının da kolay olacağı izlenimini vermesi gibi özellikleri taşıyordu.

Ünlü şairimiz Orhan Veli, gençliğinin baharında, 14 Kasım 1950 tarihinde otuz altı yaşında aramızdan ayrıldı. Ünlü şairimizi ölümünün 71. Yılında minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad olsun.

Toplum olarak bize düşen ünlü şairlerimize, edebiyat ve sanat insanlarımıza sahip çıkmak, onları iyi tanımak ve bizden sonraki kuşaklara tanıtmak en önemli görevimiz olmalı.



Muhabbetle

Hanife Mert

8 yorum:

  1. Merhabalar.
    Garip Akımı'nın kurucularından olup, şiirde ölçü, uyak ve sanatlı söyleyişlere karşı olan Orhan Veli, her şeyin şiire konu olabileceğini savunanlardandı. Şair Orhan Veli Kanık'ın aramızdan ayrılışının 71. yıldönümünde kendisini rahmetle, saygıyla ve şükranla anıyorum. Nurlar içinde uyusun. Ruhu şad olsun.

    Orhan Veli ile ilgili paylaşımınız için teşekkür eder, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Recep Bey,

    Amin diyor ben de Orhan Veli gibi pek çok edebiyat, şiir, sanat insanlarımıza sahip çıkmak onlara değer vermek tanıtmak ve anlatmayı kendimize ilke edinmeliyiz diye düşündüm. Orhan Veli'nin yaşam öyküsünü anlatan bir kitap yazdım ve yayınlattım. Ben de size teşekkür ederim zaman ayırdığınız ve okuduğunuz için. Sağlık ve esenlikler diliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bir, iki gün önce geldi kitabın Hanifeciğim. Öncelikle Maşallah diyorum, 400 sayfa çünkü, eline, emeğine, yüreğine sağlık, fotosunu çektim Bücürük ile :) aynı gün bir başka arkadaşım da kitabı geldi (zaten ikisini bir şipariş vermiştim) onunki az sayfalı olduğundan yorumunu yaptım ama seninki için bekleyeceksiniz diye duyurdum:))) ama roman tadında olduğunu söyledim gerçekten de öyle. Yavaş yavaş okurum 400 sayfanın sonun gelince yorum yapacağım ayrıca:)
    Sevgiler canım

    YanıtlaSil
  4. Aaa çok sevindim geldi mi? Umarım zevkle okursun. Evet canım 403 sayfa civarında. Ee üç yıllık derin bir araştırmanın ürünü. Kitabı kurgularken tarihsel gerçeklere bağlı kalmaya dikkat ettim. Roman havasına soktum. İnsanlar okurken keyif alsın diye. Dönemin tarihi ve kültürel özelliklerini de göz önünde bulundurarak yazdım. Bu güne kadar herhangi bir olumsuz eleştiri almadım. Ama senin iyi okuyucu olduğunu ve eleştirilerini de açık yapacağına inanıyorum. Canım benim yorumunu yeni gördüm. Daha doğrusu bloğa pek giremedim. Malum bir dönem fuar vardı. ardından hem görümcemi onun acısını yaşarken, kuzenimin ölüm haberi baya etkiledi. Zorunlu yapmam gereken işlerin dışında pek bir şey yapamıyordum. Bu arada arkadaşının kitabı da hayırlı olsun, okuru bol olsun. Öpüyorum canım benim, bücürüğü de seni de.:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba canım, geldi yaaa:))çok önceden alacaktım çok geç kaldım. Çok iyi düşünmüşsün roman gibi yazınca okurlar da roman tadında, keyifle okur. Aşkolsun biliyorum bloğuna çok sık uğramadığını, ben de sadece yorum gelmiş mi diye tıklıyorum ya da yeni yazı aklıma gelirse uğruyorum...kuzeninin öldüğünü bana yorumunda gördüm dün akşam çok üzüldüm, Allah gani gani rahmet eylesin; başın sağolsun canım, Allah sabır versin. Arkadaşım adına da çok teşekkür ediyorum, Amin, ikinizin de okuru bol olsun. Biz de seni ve Simitis'i öpüyoruz canım.
      ♥ NOT: Recep Altun bey sana hitaben cevap/yorum yazmış benim sayfamda haber vereyim dedim.

      Sil
    2. Her şey için çok teşekkür ediyorum canım benim. Recep Bey'in yorumuna bakacağım. Sevgiler.

      Sil
  5. Müjde hanımın blogunda Orhan Veli ile ilgili kitabınızı gördüm,gerçekten tebrik ederim Orhan Veli gibi çok değerli bir yazarın biyografisini yazmak hem de bir blog yazarı için çok sevindirici olmalı,elinize emeğinize sağlık..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Ertuğrul Bey, kolay olmadı elbette. Ancak emek sarf edilene değdiği için ve ortaya çıkan eser beğeni görünce yapılan emek göze görünmüyor. Kitabım temmuz 2021 de raflardaydı. Şuanda pek çok internet kitap satış sitelerinde D&R, İdefix gibi... Yorum için teşekkür ediyorum. Sağlık ve esenlikler diliyorum.

      Sil

Halimiz Ortada

  Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...