Her geçen gün geçmişe duyulan özlemimiz artıyor. Buna sebep içinde bulunduğumuz yaşam şartlarının günden güne zorlaşması olsa gerek. Bu durum insanların kabuğuna çekilmesine, kendinden başkasına ne olduğunun önemsenmemesine sebep olmakta. Yani insanları bencilleştiren, yalnızlaştıran bir yaşam tarzı benimsemesidir.
Hal böyleyken sorunlarıyla kendi başına mücadele etmeye çalışan
insan, geçmişin dayanışma, yardımlaşma, paylaşımcı, sevgi, saygı, dostluk
duygularını ön plana alan bireylerin olduğu bir yaşama özlem duymakta. Maalesef
bizler erdem sayılan bu güzel değerlerimize sahip çıkamadık. Onları ne bugüne
ne de gelecek kuşaklara taşıyamadık. Gelecekte yaşayacak olanlar bu değerlerin
varlığından habersiz bir yaşam tarzı benimseyeceklerdir belki de. Kim
bilir...
Buna bir de
yöneticiler tarafından yürütülen dengesiz, basiretsiz politikalarla toplumu
oluşturan bireyler arasında adil olmayan bir gelir dağılımıyla geçim kaygısı
eklenince yaşam çekilmez bir hal almakta. Kimi alabildiğince varlıklı şatafat
içinde yaşarken, kimisi de yaşamını zorluklarla kazanarak günü kurtarma,
karnını doyurma çabasında. Bu dengesizlik bireylerin yarınından umudunun azalmasına
kiminin ise tamamen yok olmasına neden olmaktadır. Özetle bakıldığında bu
zorlu yaşam şartlarının bir sonucu olarak hayatından memnun olan yok. Kiminde
gelecek kaygısı, kiminde günü kurtarma çabası, kimi de karnını doyurma
derdinde.
Yaşadığım site ana cadde üzerinde. Günün her saatinde insanlar cadde ve
sokakları dolduruyor. Geceleri de sokak lambasının ışığında canlılık devam
ediyor...
Sokak ve caddelerde oluşan çöp konteynerlerinin etrafında insanlar
görüyorum. Her biri kendince o günkü rızkını çıkarmanın derdinde. Elleri
yüzleri kirden siyahlaşmış, giysileri rengini kaybetmiş şekilde... Bazısı da marketlerin pazarların önünde
bekliyor. Bozulmaya yüz tutmuş sebzeleri meyveleri alarak o da o günkü rızkını
elde etme düşüncesinde...
Her nerede olursa olsun, çöp konteynerinde bulduğu ekmeği yemek durumunda kalan bir tek kişinin dahi olması, o toplumu yönetenlerin sosyal devlet olma işlevini yerine getirmediği ve o toplumun da sosyal yardımlaşma dayanışma ruhunda bozulmanın olduğunun bir göstergesidir.
Bizler çocukluğumuzda “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” felsefesiyle yetiştik. Yardıma muhtaç insanlara yardım edilmesi gerektiği yönünde öğütler aldık.
Annem; "göz hakkı olur" der evimizin önündeki tarlada yetişen sebze ve meyvelerden komşulara da verirdi. Hatta biz alışalım diye, komşuya bizimle gönderirdi. Sadece annem değildi, sokağımızda herkes benzer şekilde kendinde olanı paylaşırdı... Ancak görünen o ki bizim kuşak ailemizden aldığımız güzel davranışları bugünlere taşıyamadık. İnsanın aklına eskiden mi güzeldik? Yoksa eskiler mi güzeldi? diye sorası geliyor. Eskiden bir toplulukta bulunan insanlar arasında yaşam kalitesi açısından bugünkü kadar fark yoktu. Dolayısıyla insan da düzende bozuk değildi. Hem eskiler hem de eskiden güzeldi her şey. İşte bu yüzdendir, bugün insanın düne özlem duyması...
Son söz olarak, dilerim en kısa zamanda toplumu oluşturan bireyler arasındaki ekonomik ve sosyal dengesizlikler düzelir, her birey milli gelirden eşit oranda adil bir biçimde pay alır, insanca yaşayabileceği saygın ve kaliteli bir yaşama kavuşturulur.
Muhabbetle,
Hanife Mert
Eskileri güzel yapan yine insandı.
YanıtlaSilBence eskiden güzeldik. Eskileri güzelleştirirdik. Eskiden... :))
Evet eskiler güzeldi. Eskiyi güzelleştiren de yüreği güzel insanlardı. Yorum için teşekkürler.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilEskiden mi güzeldik?.. Eskiler mi güzeldi?.. Ben şu kanıya vardım. Eski olan ne varsa güzelmiş...
"...Dilerim en kısa zamanda toplumu oluşturan bireyler arasındaki ekonomik ve sosyal dengesizlikler düzelir, her birey milli gelirden eşit oranda adil bir biçimde pay alır, insanca yaşayabileceği saygın ve kaliteli bir yaşama kavuşturulur. ..."
Yazınızdan aldığım dileğinizi aynen yoruma taşıdım. Taşıdım çünkü, dileğinize katıldığımı ve hemfikir olduğumu göstermek için.
Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve hayırlı günler dilerim.
NOT: Yorum konumunu "yerleşik" ayar seçeneğine getirmenizi salık veririm.
Merhaba Recep Bey,
SilSize öncelikle çok teşekkür ederim. Sebebine gelince bu yorumla ilgili bölümü yıllardır düzeltememiştim. Bunun için çok uğraştım. Çözemeyince öyle bıraktım. Yorumlara yanıt verirken zorlanıyordum. Şuan o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Çok sağ olun. Ayrıca yorum için de teşekkür ederim. Sağ olun var olun. :))
Merhabalar.
SilHerhalde yorum konumunuzu nihayet yerleşik seçeneğini onaylarak alabildiniz.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey,
SilSize ne kadar teşekkür etsem azdır. Ben bu durumu düzeltmek için yıllarca uğraştım. Yapmadığım denemediğim şey kalmadı. Bu yüzden bloğumu bile değiştirmeyi düşündüm. Ama kısmet bu güneymiş. Size tekrar çok teşekkür ederim. Çok sağ olun. Sağlıklı günler
Hala güzel insanlar var her şeye rağmen değişmeyen.
YanıtlaSilToplumun genel ekonomik sorunları artarak devam ediyor malesef.
Çöpten ekmeğini kazananlarla ilgili "Çöplerin Kraliçesi" isimli bir hikaye yazmıştım. Onları yakından tanıdığımızda hayatlarını her şeye rağmen onurlu yaşadıklarına tanık oluyoruz.
Bir gün markete giderken az ötedeki manavdan atıldığı belli olan üzümleri, çöpten bir adamın topladığını gördüm. Oysa dedim, o üzümler çöpün içine değil kenarına bırakılsaydı ya da manav o üzümleri ayrı bir kasada almak isteyen için ücretsiz verdiğini yazsaydı daha şık olmaz mıydı? Bunu manava söylemediğime pişman oldum.
Unutulan bazı şeyleri de hatırlatmakta yarar var tıpkı sizin yaptığınız gibi.
Haklısınız hâlâ güzel insanlar var. Ama sayıları maalesef azalmakta. Çöplerin Kraliçesi adlı hikayenizi ilk fırsatta okuyacağım. İnsan gerçekten üzülüyor. Hangi birine yardımcı olacaksınız. Ama diğer yandan bir kişiye yardımcı olsanız onun için kısa süreliğine de olsa durum farklı olacak. Ama bu da nereye kadar. Bu sorun devletin çözmesi gereken bir sorun. Eğer biz sosyal devletsek bunun gereğini yapması lazım. Ama nerdeee... Benzer bir olaya ben de tanık olmuştum. Hatta buraya eklemiştim sonra çıkardım. Ona özel bir bölüm yaparım diye düşündüm. Sevgili deryadadamla değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilHanifeciğim maalesef öyle olduk. Meşhur laftır, biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar diye. Senin annen gibi, benim rahmetli annem de "Kızım sokağa öyle elinde başka çocukların canının çekeceği şeyle çıkılmaz" derdi. Bu durumun sebebini aklı başında olan, vicdan, sağduyu sahibi, üçkağıtçı, yandaş vs. olmayan, haram yolla zenginleşmeyen herkes biliyor. Dilerim bu sıkıntıların sebebinden artık en kısa sürede EBEDİYEN KURTULURUZ. Bıktık artık, yeter. Düşsün ülkenin yakasından.
YanıtlaSilSahi o çöp toplayıcılar her gün benim penceremin önünden de geçiyor...şişeleri, vs. çöp olmayan her şeyi o yüzden ayrı şekilde aşağı inip koyuyorum kaldırıma, bir saat içinde gelip alıyorlar, maalesef başka komşular benim gibi yapmıyor ve zavallılar bir de çöpleri karıştırıyorlar...benim verdiklerim temiz, hijyenik oluyor...çöpe değmemiş oluyor yıllardır bunu kendiliğimden düşünüp yapıyorum ama tek kişi de örnek almıyor komşulardan...içtiği pet şişeyi, süt şişesini. süt kutusunu, yoğurt kutusunu, deterjanların kutularını ayrı koysalar çok mu zor? Onların hiçbir çöp değil çünkü hepsi geri dönüşüm. Kocaman kocaman çamaşır makinesi deterjanı, bulaşık deterjanı, çamaşır suyu şişesi, sık sık tüm kadınlar bunları tüketir, boşalanları benim gibi yapsalar o çöp toplayanlar çöpleri karıştırmak zorunda kalmayacaklar...ben pencereden kolluyorum, gözetliyorum, bıraktığımı ( temiz maket poşeti içinde biriktirip koyuyorum mesela haftada bir kez) hemen alıyorlar bazen 5 dakika içinde, bazen 1 saat içinde.
Canım çok öpüyorum....sevgilerimle ♥
Müjdeciğim ne kadar harika bir insansın. Keşke herkes senin gibi duyarlı olsa. Ama dediğin gibi bizler böyle duyarlı kişiler tarafından yetiştirildik. Şimdi çok az kişi bu şekilde davranıyor. Japonya'da yasakmış çöpleri bizler gibi hepsini aynı yere koymak. Kızım anlatıyor. Çöpleri ayrı ayrı kutulara koyuyoruz. Pet şişeleri ayrı, kağıtları kutuları vs her biri için ayrı kutular varmış. Çünkü senin de dediğin gibi çöpler ayrıştırılıp geri dönüşüme gidiyormuş. Kızım diyor ki, burada hiç bir şey israf edilmiyor. Japonlar buna çok dikkat ediyor diyor. Bir de bize bakalım. Güya %99 Müslüman deniyor. Yapılan israf yüzünden durumumuz ortada. Canım çöp kutusunun kenarına bazen ben de koyuyorum. Bazen bakıyorum daha eve gelmeden gitmiş oluyor. Üzücü bir durum... Canım benim ben de çok öpüyorum. Kocaman sevgilerimle.
Silçocukluğumuzu özlediğimiz için öyle :)
YanıtlaSilÇocukluğumuzu gençliğimizi her anımızı özlüyoruz deepçiğim. Sevgiler.
Sil