24 Temmuz 2019 Çarşamba

Dünyanın Çivisi Çıkmış

6 Ekim 2015 Salı günü yayınladığım yazımda "Dünyanın Çivisi mi Çıkmış?" diye sormuş devamında da;
  
  "Halk arasında sıra dışı gerçekleşen olayları anlatmak için "bu dünyanın çivisi çıkmış" deyimi kullanılır. İnsanlığın geldiği noktaya baktığımızda halka hak vermemek ne mümkün? 
 Zira nereyi tutsak elimizde kalıyor. İnsanlığın ele alınacak bir yanı kalmamış. Her yerden bela musibet yağıyor. Yaşadığımız dünyada ne düzen intizam, ne hak hukuk adalet, ne ahlak, edep, ne insana saygı, ne vicdan, merhamet, ne hoş görü... kalmamış. "İnsanlık" insanı terk etmiş, vesselam!..

   Şu içinde yaşadığımız ve burada kalışımız belirlenen bir vakitle sınırlı olan dünyada öyle olaylar yaşanıyor ve öylesine şahit oluyoruz ki; bırakın dudak uçuklamayı, içimizde öyle derin yaralar açıyor ki hafsalamız almıyor, kanımızı donduruyor, yaşama sevincimizi  bitiriyor adeta.

  Güzel ülkem yangın yerine çevrilmişken, neredeyse her gün gencecik yiğitlerimiz kalleşçe şehit edilirken, toplum suni sebeplerle birbirinden ayrıştırılmaya çalışılırken, ülkeyi yönetenler koltuk derdine düşmüşken, dolardaki kontrolsüz yükselişler sonucunda s.o.s veren ekonomik gelişmeler sonucunda kriz kapıda beklerken, güzel ülkemde hak, hukuk, adalet  kişilere göre farklılık gösterirken, kadına şiddet, çocuğa şiddet, öğretmene şiddet, doktora şiddet, olmadı gazeteciye şiddet derken şiddet toplumu oluverdik     Kimse kimseyi dinlemiyor, anlamıyor. Ben haklıyım, ben doğruyum, ben bilirim, ben söylerim ben yaparım olur, ısrarında "benlik" mücadelesine girmişken. İnsanın insana, insanın hayvana, insanın doğaya sevgisi, saygısı, hoşgörüsü, vefası... kalmamışken.  Konan kanunlara yasalara kurallara uymak yerine kendi kurallarını uygulayan insanların sayısı her geçen gün artarken, haklı olarak halkı gelecek kaygısı, hatta  günü yaşama kaygısı  sarmakta...

  Kurallar insanların huzur içinde yaşamaları için konur. Bu konuda öyle uzun bir yol katettik ki bırakın konulan kurallara uymayı adeta kendimiz kural koyar olduk. Sonrası malumunuz kazalar, ölümler, yaralanmalar. Gün geçmiyor ki trafik kazası ya da sıradan sebeplerle çekip silahı ateşleyen insanların haberlerini duymayalım...

 Hal böyle iken yana yakıla insanlığı arar durur, nerede bu insanlık! diye sorarız da çözümün kendimizde olduğunun farkına varmayız. Durumumuz umutsuz gibi gözükse de çözümsüz değil. İnsan kendindeki cevherin farkına varmalı. Özüne dönmeli, yaratılış gayesini hatırlamalı, "oku"malı, "düşünmeli", "akletmeli" "sorgulamalı" ki kaybettiği insanlığı ve onun erdemine tekrar kavuşabilsin. 

Kavuşabilmeli ki  kendinden sonra gelecek nesillerin  bu topraklarda huzur, barış, kardeşlik, sevgi, hak, adalet ve güven içinde yaşamalarına imkan sağlamalı." cümlesiyle yazımı bitirmişim. 
  Yazının üzerinden tamı tamına üç yıl dokuz ay geçmiş. Bu süreçte ülkemizde ve dünyada yaşananları şöyle bir gözden geçirdiğimizde, hiç bir sorunun bitmediğini hatta artarak çoğaldığını söylersek yanlış söylememiş oluruz. Bu durumda sorumun yanıtını veriyorum gerçekten "Dünyanın Çivisi çıkmış." Sizce de öyle değil mi?

Muhabbetle,

Hanife Mert

10 yorum:

  1. Kişilerin tek tek fazla suçlu olmadıklarını ideoloji ve menfaat gruplarından oluşan düzenin dünyayı bu hale getirdiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Zaman geçtikçe insanlık da miadını dolduruyor bu dünyada...Dünyanın sonu mu geliyor yoksa...

    YanıtlaSil
  3. KERİM KORKUT doğru söylüyorsunuz, ancak baktığımızda hem ideoloji ve menfaat grupları hem de kişisel menfaatlerin ön plana çıkması da sebep diye düşünüyorum. Çünkü baktığımızda çocuklar,bebekler, yaşlılar ve hayvanlar gibi savunmasız kimselere yapılan zulümler kişisel işlenen suçlar. Hepsi birlikte dünyanın düzenini bozup yaşanmaz hale getirdiler.

    YanıtlaSil
  4. Duo Diyet haklısınız, dünyayı yaşanmaz kılan insan ve bitip tükenmek bilmeyen hırsı...

    YanıtlaSil
  5. Ne yazık ki insanlar geçmişten ders almıyor. Kısaca derler ki "Garp cephesinde değişen bir şey yok." Umarım düşünmesini öğrenir ve olumsuzlukların düzeltilmesi için çözüm aramasını seçeriz.

    YanıtlaSil
  6. Daha beter olduk geçen süre içinde Hanife'ciğim.
    Bugün okudum Moğolistan'lı birisi, yine Moğolistanlı oda arkadaşını çok gürültü yapıyor diye döve döve öldürmüş, kız arkadaşını da dövmüş, şimdi hep yazıyorum sadece Suriyeli gelmiyor, Moğolistanlı, Afganistanlı, Senegalli, Libyalı, Iraklı bir dolu ülkeden ipini koparan geldi....ne olacak bunun sonu? Hele pahalılık! Hele işsizlik! Ülkede şu iyiydi diyeceğimiz bir şey kalmadı. Bu mültecilerden sonra dikkat ediyorum kediye, köpeğe vahşet videoları cirit atıyor! Kaçabilen kaçıyormuş ülkeyi terkedenler tavan yapmış, intiharlar tavan yapmış....iyi ve mutlu bir ülke olsak kimse kaçar mı? Kimse intihar eder mi?

    Eline sağlık Hanife'ciğim, sevgilerimle Bücürük'le seni ve Simitis'i öptük:)

    YanıtlaSil
  7. Hüseyin Hocam değişim artış yönünde var. Cehalet batağına saplanmış durumda toplumumuz. Yol geçen hanı gibi önüne gelen elini kolunu sallaya sallaya giriş yapıyor ülkeye. Denetim hak getire. Sonra da enteresan olaylara tanık oluyor, duyuyor okuyoruz. Zevkine bebeklere, küçük çocuklara, hayvanlara eziyet edildiğini öldürüldüğünü duyuyoruz okuyoruz. Biz bu değildik, değiliz diyoruz. Ben de ülkesini seven bir yönetimin başa gelmesi ve bu sorunların acil çözümlenmesini canı gönülden diliyor ve istiyorum. Aksi halde görünen hiç iç açıcı değil. Yorum için teşekkürler, saygılar.

    YanıtlaSil
  8. Sana gönülden katılıyorum Müjdeciğim, önüne gelen giriş yapıyor ülkeye. Sonra da sorunlar yumağına dönüyoruz. Senin de belirttiğin gibi akla hayale gelmeyen eziyetler yapılıyor. O videoları izlemeye yazıları okumaya içim dayanmıyor. Aklımı oynatacak gibi hissediyorum. Ben de izlememeye özen gösteriyorum. Çünkü yapabileceğim bir şey yok... Canım simitis ve ben seni ve bücürüğü öpüyoruz. Sevgiler canım..

    YanıtlaSil
  9. İrem Can çok teşekkür ederim, okuyan gözlerine sağlık..

    YanıtlaSil

Halimiz Ortada

  Dün, uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım aradı beni. Görüşmememizin özel bir nedeni yok. Hayat gailesi işte... Kendimizi öylesine kap...